Translation of "Annoys" in Turkish

This annoys me.

Bu beni rahatsız ediyor.

Meg sometimes annoys Ken.

- Meg bazen Ken'i sıkıyor.
- Meg bazen Ken'in canını sıkar.

That guy annoys me.

O adam benim canımı sıkıyor.

Tom sometimes annoys me.

Tom bazen beni rahatsız ediyor.

He annoys me with questions.

O sorularla benim canımı sıkıyor.

Tom knows what annoys Mary.

Tom Mary'yi neyin kızdırdığını biliyor.

This continuous noise annoys me.

Bu sürekli gürültü beni sinirlendiriyor.

He knows what annoys her.

O onu neyin rahatsız ettiğini biliyor.

Tom's constant complaining annoys me.

Tom'un sürekli şikayeti benim canımı sıkıyor.

I know what annoys Tom.

- Tom'u nelerin kızdırdığını biliyorum.
- Tom'u kızdıran şeyleri biliyorum.
- Tom nelere sinirlenir, biliyorum.
- Tom neye kızar, bilirim.
- Tom'u nelerin rahatsız ettiğini biliyorum.
- Tom'un nelere rahatsız olduğunu biliyorum.

He annoys us with this noise.

O, bu gürültü ile bizi rahatsız ediyor.

His way of speaking annoys me.

Onun konuşma şekli beni sinirlendiriyor.

It annoys me that my friends aren't here.

Arkadaşlarımın burada olmamaları beni rahatsız ediyor.

It really annoys me when you do that.

Sen onu yaptığında gerçekten beni rahatsız ediyor.

The noise of city life annoys me greatly.

Şehir yaşamının gürültüsü beni çok sinirlendiriyor.

If it annoys you so much, file a complaint.

- Bundan o kadar rahatsız oluyorsanız, şikayet edin.
- Bu seni o kadar rahatsız ediyorsa, şikayet et.

The city annoys me a lot because it's noisy.

Gürültülü olduğu için kent beni rahatsız ediyor.

Do you know what annoys me the most Tom?

Beni en çok kızdıran ne biliyor musun Tom?

Waiting a long time for a friend annoys me.

Bir arkadaşı uzun süre beklemek beni sıkar.

If she annoys you, I'm going to ask her to leave.

O sizi rahatsız ediyorsa, onun gitmesini isteyeceğim.

It isn't what he says that annoys me but the way he says it.

Benim canımı sıkan onun ne söylediği değil, ama bunu söyleme şekli.