Examples of using "Zoveel" in a sentence and their turkish translations:
Neden bu kadar çok nefret?
Bildiğiniz üzere kadınların birçok kısıtlaması var.
Bu kadar gürültü yapmayın.
Ben bu kadar değiştim mi?
Çok bira içmeyin.
Elimden geldiği kadar çok biriktiriyorum.
O kadar fazla yemem.
Beni şeytanlaştırmaya çalışanlara,
Tartışacak çok şeyimiz var.
Tom artık çok okumuyor.
Seni çok seviyorum.
çünkü yapabildiğim çok şey var.
O kadar çok yemek yiyemiyorum.
Neden burada bu kadar çok sinek var?
- Ben de senin cesaretin yok.
- Senin cesaretine sahip değilim.
Bu kadar dondurma yememelisin.
Acısı koşuyu bıraktıracak derecede çoğalmıştı hatta.
Bu kadar malı nerede depolayacaksın?
Tom Mary kadar çok çalışmıyor.
Tom benim iki katım kadar çok kazanır.
Senden çok şey öğrendim.
Sami, Leyla'ya çok fazla dikkat etti.
Tom benden çok daha yaşlı.
O, seni benim sevdiğim kadar çok seviyor.
- Lütfen çok fazla gürültü yapma.
- Lütfen bu kadar fazla ses yapma!
çok fazla saldırıya maruz kaldılar.
mümkün olduğu kadar çok sayıda insanla
sadece görebildiğimiz evrende.
Taşıyabildiğin kadar çok kutu getir.
O, benim kazandığımdan üç katı daha fazla para kazanır.
O kadar güldüm ki midem acıyor.
O, onun sahip olduğu kadar çok kitaba sahip değil.
Elinden geldiğince ezberlemeye çalış.
Neden makalende birçok gramer hatası var?
Herkes bizim kadar şanslı değildi.
Ondan mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalışıyorum.
Bu kadar çok gürültü yapmak gerekli mi?
Yapmak istediğim çok şey var.
Hiç, sıfır, çok zamanımız yok.
Size elimden gelen yardımı vereceğim.
Tom'un sahip olduğu kadar çok sayıda kitabım var.
Her birkaç dakikada önemli bir hayatta kalma seçimi yapmanız gerekecek.
hem de arkadaşım Melissa gibi birçok insan şanslı değilken.
görmek ile ilgili öğrenmeniz gereken hâlâ çok şey var.
Hayatlarında ilahi müdahaleler ve mucizeler olması için
Sanat ekonomiye bu kadar fazla katkı sağlıyorsa
O kadar çok ödemeyi göze alamam.
Bir arkadaş az sayıda hazine kadar çok değerlidir.
Sana yapabildiğim kadar çok yardımcı olacağım.
O kadar çok yersen, şişmanlarsın.
Onun o kadar çok içtiğini bilmiyordum.
Dünyada çok fazla dikkatsiz şoför var.
Ben senin harcadığının üç katı kadar çok para harcadım.
O, benden çok daha büyük.
mümkün olan en geniş çapta insanın hoşuna gidebilmeli,
dünyanın daha güvenli, temiz ve eşitlikçi olduğu zamanları.
Çok fazla zaman kaybettiğim için çok üzüldüm.
Tom Mary'den o kadar çok ödünç para almamalıydı.
Onun okuduğunun iki katı kadar kitap okudum.
Anaokulu öğrencilerinin bu kadar çok TV izlemeleri gerektiğini sanmıyorum.
Niçin TV izleyerek çok zaman harcıyorsun?
Bu kadar zengin birisi nasıl bu kadar şikayet edebilir?
çığır açacak keşiflerin ilk adımını ortak noktada buluşturuyor.
nasıl minnettar olduğunu anlattı.
- Başına bir sürü bela açtığım için üzgünüm.
- Sana bu kadar sıkıntı verdiğim için özür dilerim.
O kadar açım ki bir atı bile yiyebilirim.
Noel'den sonra evde hep pek çok istenmeyen hediyeler vardır.
O kadar açım ki bir inek bile yiyebilirim.
O kadar çok işim var ki, bir saat daha kalacağım.
Bir yerde hiç bu kadar çok insan görmedim.
Bu, bir şeye başlamayı çok daha kolay hale getirecek
ve o seçim mümkün olduğu kadar yerel düzeyde uygulanmalı.
Ağrı genellikle bu kadar kötü mü?
Birdenbire, pek çok kitap için para ödeyemediğimi hatırladım.
Kullanabildiğimiz kadar aracı kullanmalıyız ki,
O kadar paramız yoktu, yani evi alamadık.
Bu kadar zengin birinin nasıl da bu kadar çok şikayet edebileceğini anlamıyorum.
Gökyüzünde birçok yıldız var onların hepsini sayamam.
O düğüne hazırlanırken çok fazla zaman ve enerji harcadı.
Tom onu yapmanın onun çok uzun zamanını almadığını söyledi.
Dahası, tek bir abonelik, Surfshark'ı istediğiniz kadar cihaza kurmanıza izin verir.
Çok yemek yememiş olsaydın, şimdi bu kadar uykusuz kalmazdın.
Aslında bankada o kadar param olduğuna inanamıyorum.
Kilometrelerce yol yapıp geleceği biçimlendirecek olanlara ulaşmaya çalışıyorum.
10.000 zayiat karşılığında, Ruslara iki katı zayiat vermişti
O, üç tane yedi ve yine aynı sayıda yiyebileceğini söyledi.
Çok yemek anormaldir.
- Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım.
- Avustralya tarihini Tom kadar bilen birine hiç rastlamadım.
Yapman gereken tek şey sormaktı ve istediğin kadar çok parayı sana ödünç verirdim.
Süper Nintendo'nun grafikleri şaşırtıcı. Onlar orijinal Nintendo'nun grafiklerinden çok daha iyi.
Dünya ile ilgili sorun insanların çok az bilmesi değil fakat öyle olmayan çok şey bilmeleridir.
- O benden üç kat daha fazla kazanır.
- Benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanır.
Ama biliyorsunuz, tüm bu cümleleri toplamak ve kendimiz için saklamak hazin olacaktır. Ki Tatoeba'nın açık olmasının nedeni budur. Bizim kaynak kodumuz açıktır. Bizim bilgimiz açıktır.