Translation of "Bier" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Bier" in a sentence and their turkish translations:

Bier is bier.

Bira biradır.

- Drinken jullie bier?
- Drink jij bier?
- Drinkt u bier?

- Bira içer misin?
- Bira içer misiniz?

- Dit bier smaakt bitter.
- Dit bier is bitter.

Bu bira sert.

Hier is bier.

İşte bira.

Heb je bier?

Senin biran var mı?

Bier is goed.

Bira güzeldir.

Tom drinkt bier.

Tom bira içer.

Bier bevat hop.

Bira şerbetçiotu içerir.

Zij drinkt bier.

O, bira içer.

We dronken bier.

Bira içtik.

Ik heb bier.

Biram var.

Ik drink bier.

Ben bira içerim.

Hij dronk bier.

O, bira içti.

- Ze was gewoon bier te drinken.
- Hij was gewoon bier te drinken.
- Ik was gewend om bier te drinken.
- Ik dronk gewoonlijk bier.

O önceleri bira içerdi.

Heeft u ook bier?

Hiç biran var mı?

Ik drink geen bier.

Ben bira içmem.

Is dit jouw bier?

Bu senin biran mı?

Wiens bier is dit?

Bu kimin birası?

Dit is mijn bier.

Bu benim biram.

Hoeveel kostte dat bier?

O bira kaça mal oldu?

Drink niet zoveel bier.

Çok bira içmeyin.

Waar is mijn bier?

- Benim bira nerede?
- Benim biram nerede?

Tom opende het bier.

Tom birayı açtı.

Geef me mijn bier.

Bana biramı ver.

Tom drinkt geen bier.

Tom bira içmez.

Ik hou van bier.

Birayı seviyorum.

Dat is mijn bier.

Bu benim biram.

Tom drinkt nooit bier.

Tom asla bira içmez.

Ik bestel liever bier.

Bira sipariş etmeyi tercih ederim.

Tom dronk wat bier.

Tom biraz bira içti.

Ik dronk haar bier.

Ben onun birasını içerim.

Er is gratis bier.

Bedava bira var.

Dit bier smaakt bitter.

Bu biranın tadı acı.

Ze drinken nooit bier.

Onlar hiç bira içmez.

Bier is mijn brandstof.

Bira benim yakıtım.

Ik drink zijn bier.

Ben onun birasını içerim.

Bier maakt alles beter.

Bira her şeyi daha iyi yapar.

Bier maakt me slimmer.

Bira beni daha akıllı yapar.

Ik drink zelden bier.

Ben nadiren bira içerim

Ik drink nooit bier.

Ben asla bira içmem.

Bier maakt veel schuim.

Bira çok köpürür.

- Ik was gewend om bier te drinken.
- Ik dronk gewoonlijk bier.

Bira içerdim.

- Ik ben zijn bier aan het drinken.
- Ik drink zijn bier.

Onun birasını içiyorum.

Hebt u een licht bier?

Hiç hafif biran var mı?

Ik drink geen bier meer.

Bira içmeyi bıraktım.

Hij heeft een bier besteld.

O bir bira istedi.

Voor vier uur geen bier!

Dörtten önce bira yok.

Ik drink niet veel bier.

- Çok bira içmiyorum.
- Fazla bira içmem.

Heeft u ook buitenlands bier?

Yabancı bir biran var mı?

Dit bier bevat 5% alcohol.

Bu bira %5 alkol içermektedir.

Breng me een glas bier.

Bana bir bardak bira getir.

Nog een glas bier alstublieft.

Bir bardak bira daha, lütfen.

Is er nog meer bier?

Daha fazla bira var mı?

Hoeveel kost een fles bier?

- Bir şişe bira ne kadar?
- Bir şişe bira kaça?

We hebben geen bier meer.

Biramız bitti.

Tom dronk drie flessen bier.

Tom üç şişe bira içti.

Ik geef niet om bier.

Ben bira istemiyorum.

Hij dronk drie flessen bier.

O, üç şişe bira içti.

Tom drinkt thuis nooit bier.

Tom evde asla bira içmez.

Hoeveel bier moet ik kopen?

Ne kadar bira almalıyım?

- Ze was gewoon bier te drinken.
- Zij was gewend om bier te drinken.

O önceleri bira içerdi.

- Ik kan niet nog meer bier drinken.
- Ik kan geen bier meer drinken.

Ben daha fazla bira içemem.

- Ze heeft liever bier dan wijn.
- Ze houdt meer van bier dan van wijn.

O, birayı şaraba tercih eder.

Hij drinkt veel te veel bier.

O çok fazla bira içer.

Laten we wijn of bier drinken.

Şarap ya da bira içelim.

Bier bestaat voor 90% uit water.

Bira % 90 su içerir.

Drie bier een één tequila, graag!

Üç bira ve bir tekila lütfen!

Pizza en bier gaan goed samen.

Pizza ve bira birlikte iyi gider.

Ge hebt elf flesjes bier binnen!

On bir şişe bira içtin!

Hij was gewoon bier te drinken.

O önceleri bira içerdi.

Bij mij thuis drinken we veel bier.

Benim evimde biz çok bira içeriz.

Wilt u hem een glas bier inschenken?

Lütfen ona bir bardak bira doldur.

Ik heb gister te veel bier gedronken.

Dün çok fazla bira içtim.

Mag ik een glas bier hebben, alstublieft?

Bir bardak bira alabilir miyim, lütfen?

Bier is goedkoper dan water in Tsjechië.

Çek Cumhuriyetin'de bira sudan daha ucuzdur.

- Ik vraag me af of Tom bier lekker vindt.
- Ik vraag me af of Tom van bier houdt.

Tom'un birayı sevip sevmediğini merak ediyorum.

Ik ben bier wezen drinken met mijn vrienden.

Arkadaşlarla birlikte bir bira içmek için gittim.

Ik heb bier gedronken uit een plastic beker

Plastik bir bardaktan bira içtim.

Ik heb geen zin om vanavond bier te drinken.

Canım bu akşam bira içmek istemiyor.

Ik denk dat ik met een flesje bier begin.

Sanırım bir şişe birayla başlayacağım.

Wang Lao Ji is geen bier. Het is thee.

Wang Lao Ji bir bira değildir. O bir çaydır.

Ik heb een fles bier gekocht in de alcoholwinkel.

Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.

Hij drinkt zelfs geen bier, zwijg dus van whiskey.

Bira dahi içmez, viskiyi söylememe gerek bile yok.

Ik vind niet dat kinderen bier zouden moeten drinken.

Çocukların bira içmesi gerektiğini sanmıyorum.

Ze drinkt bijna elke dag alcoholvrij bier, omdat bier haar favoriete drankje is, maar ze wil niet elke dag alcohol drinken.

Neredeyse her gün alkolsüz bira içiyor çünkü bira onun en sevdiği içecek fakat her gün alkol içmek istemiyor.