Examples of using "Zeldzaam" in a sentence and their turkish translations:
Gerçekten nadir.
Tsunamiler çok nadirdir.
Ender görülen büyüleyici bir an bu.
Yağmur bu ülkede seyrektir.
Bu çok nadir bir durumdur.
Ay tutulması ender bir olaydır.
nadir bir ahşaptan elle oyulmuş,
Bu kelebekler ülkemizde nadirdir.
Endişelenme. Tsunamiler çok nadirdir.
Fakat sessizlik, bugünlerde oldukça nadir bir şey
Bu kadar küçük puma yavruları nadiren görülür.
Doksan yıldan fazla yaşamak hiç ender değildir.
İki ahtapotun birbirine yakın durması çok nadirdir.
Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.
Karın iki metre altında kalmış bir leşin kokusunu alacak kadar. Volverinlere çok nadir rastlanır.