Translation of "Warme" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Warme" in a sentence and their turkish translations:

Draag warme kleren.

Sıcak giysiler giyin.

Wat een warme dag!

Ne sıcak bir gün!

- Ik drink warme chocolademelk.
- Ik ben warme chocolademelk aan het drinken.

Sıcak çikolata içiyorum.

Rijst groeit in warme landen.

Pirinç ılıman ülkelerde yetişir.

Het was een warme dag.

Bu sıcak bir gündü.

Rijst groeit in warme klimaten.

Pirinç sıcak iklimlerde yetişir.

Bloemen groeien in warme landen.

Çiçekler sıcak ülkelerde yetişirler.

Wie wil er warme chocolademelk?

Kim sıcak bir çikolata ister?

Tom deed warme sokken aan.

Tom bazı sıcak tutan çoraplar giydi.

Ik hou van warme koffie.

Kahveyi sıcak severim.

Sinaasappels groeien in warme landen.

Portakallar sıcak ülkelerde yetişirler.

Wie wil er warme chocolade?

Kim sıcak çikolata ister?

Ik hou van warme chocolademelk.

Sıcak çikolata hoşuma gidiyor.

Ik zoek een warme, wollen rok.

Sıcak, yünlü bir etek arıyorum.

Ik heb een warme chocolademelk nodig.

Bir sıcak çikolataya ihtiyacım var.

Gebruik niet al het warme water.

- Sıcak suyun tümünü kullanma.
- Bütün sıcak suyu kullanma.

Ik heb wat warme chocolademelk gemaakt.

Biraz sıcak çikolata yaptım.

Ik maakte warme chocolademelk voor mezelf.

Kendime bir fincan sıcak çikolata yaptım.

Deze bloemen groeien in warme landen.

Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.

Marie bestelde een kop warme chocolademelk.

Mary bir fincan sıcak çikolata sipariş etti.

Dit warme weer is ongebruikelijk voor februari.

- Bu ılık hava şubat için anormaldir.
- Böyle sıcak bir hava şubatta anormal.

Wat ik nu wil is een warme kop koffie.

Şimdi istediğim şey bir fincan sıcak kahve.

'Wat als het leven begon in een warme kleine vijver

"Ya yaşam, küçük, sıcak göletin birinde,

Schapenwol wordt al eeuwen gebruikt om warme kleren te maken.

Koyunların yünleri yüzyıllardır giysi yapımında kullanılır.

De verse aardbeien gingen als warme broodjes van de hand.

Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.

Na een lange, warme dag moet deze mannetjesgelada zijn groep verzamelen.

Uzun, sıcak bir günün ardından bu erkek jeladanın sürüsünü toplaması gerek.

Maar op warme junglenachten kan hij in het donker actief blijven.

Ama sıcak yağmur ormanı geceleri sayesinde karanlıkta da iş görebiliyor.

Bier van het vat smaakt vooral goed op een warme dag.

Fıçı birasının tadı sıcak bir günde özellikle iyidir.

Men gelooft dat het warme water van deze bron geneeskrachtig is.

Bu kaplıca sularının şifalı olduğuna inanılır.

Warme melk voor het slapen gaan helpt echt om goed te slapen.

Uyumaya gitmeden önce ılık süt içmek iyi uyumana yardımcı olur.

Op een warme dag als deze is de was in een wip en een gouw droog.

Böyle sıcak bir günde çamaşırlar hiçbir zaman kurutulamaz.