Examples of using "Vertelt" in a sentence and their turkish translations:
size bir şey kanıtlamaz.
- O, yalan söylüyor.
- O, yalan söyler.
Kim doğruyu söylüyor?
Tom gerçeği söylüyor mu?
Sami doğruyu söylüyor.
Uzmanlık ise tersini söyler.
Bu duygu size ne söylüyor?
''Duygum bana ne söylüyor?''
O sürekli aynı hikayeyi anlatıyor.
O, onun ne söylediğini anlıyor mu?
O sürekli aynı hikayeyi anlatıyor.
Ona inanmayın, o yalan söyler.
Şimdi o bana doğruyu söyler.
Bana senin bir şey sakladığın söylendi.
Peki tüm bunlar bize politik şiddet hakkında ne söylüyor?
Tom'un gerçeği söylemediğinden kuşkulanıyorum.
Bir şey bana onun onları bulduğunu söylüyor.
- Biri espri yapınca hep gülerim.
- Fıkra anlatılınca hep gülüyorum.
- Onu, onun senin yapmanı istediği şekilde yap.
- Onu, onun dediği yoldan yap.
Bana gerçeği söylemeyebileceğini fark ettim.
O, daha önce gelenleri gizlemek için için yeni bir yalan söylüyor.
Onu nasıl yapacağımı bana söylersen onu yaparım.
Bana gerçeği söylemeni istiyorum.
Bu doktora dış dünyayla bir bağlantı olduğunu gösterir.
Onu sana söyleyen ilk ben değilim sanırım.
Sanjay Gubbi, Güney Hindistan'daki memleketi Karnataka'daki katliamdan bahsediyor.
kırmak yerine, ölmeyi seçeceğini biliyorum.
Sanırım Tom'un anlattığı fıkralar Mary'nin anlattıklarından daha komik.
Bize söylemediğin bir şey var mı?