Examples of using "Trouwen" in a sentence and their turkish translations:
- Evlenmek ister misin?
- Evlenmek ister misiniz?
- Evlenmek mi istiyorsun?
- Evlenmek mi istiyorsunuz?
Evlenelim.
Ne zaman evleneceksin?
- Evlendim evleneceğim!
- Evlenmek üzereyim!
Tom nihayet evleniyor.
O yakında evlenecek.
Kız kardeşim evleniyor.
Tom evlenmiyor.
Sonunda evlenmeye karar verdi.
Evlenmek ve çocuklara sahip olmak ister misin?
O, onunla evlenmeye karar verdi.
Benimle evlenir misin?
Tom, Mary ile evlenmek istiyor.
Martyna ile evlenmek istiyorum.
O, gelecek yıl evlenecek.
Onunla evlenmek istiyorum.
Mary ve ben evleniyoruz.
Siz ikiniz ne zaman evleniyorsunuz?
Seninle evlenmek istiyorum.
Onlar haziran ayında evlenecekler.
Onunla evlenmek istiyor musun?
Tom ve ben evlenmek istiyoruz.
Tom benimle evlenmek istedi.
O, onunla evlenmek için söz verdi.
O, onunla evlenmeye karar verdi.
Mary bir milyonerle evlenmek ister.
Kızım haziranda evlenecek.
O, kızımla evlenmek istiyor.
Evlenip çocuk sahibi olmak istiyorum.
Tom evlenmeyi düşünüyor.
Mary ve ben ekim ayında evleniyoruz.
- Tom'la evlenmek istiyorum.
- Tom ile evlenmek istiyorum.
O, ona onunla evlenmesini rica etti.
O, onunla evlenmeye karar verdi.
Tom'la evlenmeye karar verdi.
Tom seninle evlenmeyecek.
Tom benimle evlenmek istemiyor.
Tom benimle evlenmek istemedi.
Sonunda evlenmeye karar verdi.
Sami Müslüman bir kadınla evlenmek istiyordu.
Tom bana evlendiğini söyledi.
Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.
Tom, Mary ile evlenmemeliydi.
Siz evlenemeyecek kadar çok gençsiniz.
O onunla evlenmeye karar verdi.
Ama bu onu evlenmekten alıkoymadı.
Mary bir Formula 1 sürücüsüyle evlenmek istiyor.
Onun gibi biriyle evlenmek isterim.
18 yaşından küçükler evlenemez.
Tom benimle evlenmek istediğini söyledi.
Evlendiğinde kaç yaşındaydın?
Tom'un evlenme kararı ailesini şaşırttı.
Onunla evlenmek niyetindeydi.
Tom'un Mary ile evleneceğini umuyorum.
O evlenmeyi göze alamaz.
Onunla evlenmektense ölmeyi tercih ederim.
Ailemin rızası olmadan evlenemem.
- Papanın evlenme hakkı yoktur.
- Papa evlenemez.
Evleneceğim kadını az önce gördüm.
Tom gerçekten evlenmek için hazır değil.
- Evleneceği adam astronot.
- Onun evleneceği adam bir astronot.
Onun kendisiyle evlenmesini istedi fakat o reddetti.
Onunla evlenmen için seni asla zorlamayacağım.
O, Tom'la evlenmemesi için kızını ikna etti.
Tom ve Mary'nin evleneceği yönünde bir söylenti var.
Ne yazık ki o onunla evlenemez.
Ben seninle evli olmak istemediğimden oldukça eminim.
Bir arkadaşımı evlenmekten vazgeçirmeye çalıştım.
- Sana âşığım ve seninle evlenmek istiyorum.
- Sana âşık oldum ve seninle evlenmek istiyorum.
Fadıl, Müslüman olmayan bir kadınla evlenemezdi.
Erkekleri seviyorsan neden bir kadınla evleneceksin?
Tom'un evlenmeyi planladığını hiç kimse bize söylemedi.
Bana evlenme teklif ettiğin zamanı hatırlıyor musun?
Benimle evlenmesini istedim ve o kabul etti.
Tom ve Mary'nin evlenmeyi planladığını bilmiyordum.
Onunla evlenmeyeceğimi ona ilk ve son defa söyledim.
Boston'a gelmemin nedeni, evlenmeyi umduğum kadına rastlamaktır.