Translation of "Snoep" in Turkish

- We willen snoep.
- Wij willen snoep.

Biz şekerleme istiyoruz.

- Japans snoep heeft minder calorieën dan westers snoep.
- Japanse snoep heeft minder calorieën dan westerse snoep.

- Japon tatlıları, Batı tatlılarından kalori olarak daha düşüktür.
- Japon tatlıları, Batı tatlılarından daha düşük kalorilidir.

Ik hou van snoep.

Şeker severim.

Snoep niet tussen de maaltijden.

Öğün aralarında tatlı yemeyin.

Deze jongen eet geen snoep.

- O oğlan şeker yemiyor.
- O oğlan şeker yemez.

Mijn zus houdt van snoep.

- Kız kardeşim şekerleri sever.
- Kız kardeşim şekerlemeleri sever.

Geef deze snoep aan het kind.

Bu şekeri çocuğa ver.

Neem geen snoep van vreemden aan.

Yabancılardan şeker almayın.

Wat voor soort snoep is je favoriet?

- En sevdiğin şeker hangisidir?
- Ne tür şeker en sevdiğin şekerdir?

De tandarts wil niet dat je snoep eet.

Dişçi şekerleme yemeni istemiyor.

Er zitten veel soorten snoep in de schaal.

Kase çok çeşitli şeker içeriyor.

Inderdaad, Japans snoep gaat goed samen met Japanse thee.

Gerçekten Japon tatlıları, Japon çayı ile iyi gider.

Ik mag van mijn moeder geen snoep aannemen van vreemden.

Yabancılardan şeker almama annem tarafından müsaadeli değilim.

Ik heb liever koekjes of snoep dan alcohol, maar ik drink wel.

Pastaları ve şekerlemeleri alkole tercih ederim ama ben içerim.

- Hij houdt van snoepjes.
- Hij houdt van snoep.
- Hij houdt van zoetigheden.

O şekerlemeden hoşlanır.

- Ik hou van bonbons.
- Ik hou van snoepjes.
- Ik hou van snoep.

Şekerlemeleri severim.

- Het wordt vaak gezegd dat snoepgoed de tanden beschadigt.
- Het wordt vaak gezegd dat snoep slecht is voor de tanden.

Genellikle şekerlemelerin dişleriniz için kötü olduğu söylenir.