Examples of using "Slachtoffers" in a sentence and their turkish translations:
Kıllarındaki kimyasal alıcılarla yaklaşan kurbanının kokusunu alır.
Sırbistan'daki savaş zaten masraflı. Her iki tarafta 200.000 kayıp var.
- Depremde yaşanan can kayıplarına ilişkin rapor aldılar mı?
- Depremde kaybedilen canların raporlarını aldılar mı?
- Depremde kaybedilen hayatların raporlarını aldılar mı?
Sırp savaşı iki tarafta da 200 bin kayba sebep açmıştır.
10.000 zayiat karşılığında, Ruslara iki katı zayiat vermişti
ama 1.Champagne çatışması 90bin kayba oranla çok minik toprak kazanırlar