Translation of "Elk" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Elk" in a sentence and their turkish translations:

Elk moet werken.

Herkes çalışmalı.

- Tyfoons troffen Japan elk jaar.
- Tyfoons treffen Japan elk jaar.

Tayfunlar Japonya'yı her yıl vurur.

Ik ga elk jaar.

- Ben her yıl giderim.
- Her yıl giderim.

Elk gebrek, elke onvoorziene tegenslag

Her bir kusur, her bir yenilgi

elk ongeveer 600 km breed,

her biri 643 km uzunluğunda olan

Elk huis had een tuin.

Her evin bir bahçesi vardı.

We vieren elk jaar Kerstmis.

Biz her yıl Noel'i kutlarız.

Elk kind kreeg een cadeautje.

Her çocuğa bir hediye verildi.

Elk land heeft een hoofdstad.

Her ülkenin bir başkenti vardır.

En elk potlood heeft een verhaal.

her kalemin de bir hikâyesi.

Elk oog meet afstanden onafhankelijk op...

İki gözü de mesafeyi ayrı ayrı ölçümlüyor.

Elk land heeft zijn nationale vlag.

Her ülkenin kendisine ait bir bayrağı var.

Elk land heeft zijn eigen geschiedenis.

Her ülkenin kendi tarihi var.

De trein stopt op elk station.

Tren her istasyonda durur.

Ik kocht ze elk een cadeau.

Onların her birine bir hediye aldım.

Een aardbeving kan elk moment gebeuren.

Bir deprem her zaman olabilir.

Elk schip heeft een kapitein nodig.

Her geminin bir kaptana ihtiyacı vardır.

Deze trein stopt in elk station.

- Bu tren her istasyonda durur.
- Bu tren tüm istasyonlarda durur.

Het werkt hetzelfde in elk land.

Her ülkede aynı şekilde işler.

Hij koos elk woord met zorg.

O her kelimeyi dikkatle seçti.

Tom kan op elk moment komen.

Tom her an gelebilir.

Ze hebben elk een geschenk ontvangen.

Onların her biri bir hediye aldı.

Elk pondje gaat door het mondje.

- Yemeden kilo alınmaz.
- Kilo almak istemeyen az yemek zorundadır.

En in elk zitten zo'n 40 calorieën.

Hepsinde yaklaşık 40 kalori olduğu söylenebilir.

Dat onze inkomsten elk jaar verdubbeld zijn,

birçok müşterimizin olduğunu,

Het uitleggen van elk feit duurde lang.

Her gerçeğin açıklanması uzun zaman aldı.

Aardbevingen kunnen zich op elk moment voordoen.

Depremler her an olabilirler.

John zou op elk moment moeten aankomen.

John her an gelebilir.

Elk moment kan het beginnen te regenen.

Her an yağmur yağabilir.

Elk interessant boek is een goed boek.

Herhangi ilginç bir kitap iyi bir kitaptır.

Elk lid van de club was aanwezig.

Kulübün her üyesi mevcuttu.

Oom Tom stuurt ons elk jaar kerstcadeautjes.

Tom amca bize her yıl Noel hediyesi gönderir.

Tom brak elk bot in zijn lichaam.

Tom vücudundaki her kemiği kırdı.

...om elk teken te begrijpen, elk gedrag... ...elke soort. Wat ze doen, hoe ze met elkaar omgaan.

her ufak davranışı, her türün ne yaptığını ve nasıl etkileşim kurduklarını anlayabilmek için yapılması gereken çok şey var.

Deze kleine vleermuizen migreren elk jaar honderden kilometers...

Bu ufak yarasalar, açan çiçeklerin peşinde...

Elk vrouwtje kan meer dan 100 jongen baren.

Her bir dişi 100'ün üzerinde yavru doğurabilir.

Aan plastic wegwerpverpakkingen die we elk jaar dumpen

kirleten torunlarım ve torunlarımız gibi

Maak een zin met elk van deze woorden.

- Bu kelimelerin her biri ile bir cümle yapın.
- Bu kelimelerin her biriyle bir cümle yap.
- Bu kelimelerin her biriyle bir cümle kur.

Tom en Maria vieren elk jaar samen Kerstmis.

Tom ve Mary her yıl birlikte Noel'i kutlarlar.

Tom maakt elk jaar zijn eigen originele kerstkaarten.

Tom her yıl kendi orijinal Noel kartlarını hazırlar.

Tijdens elk van die ervaringen heb ik veel geleerd.

Bu tecrübelerin her birinden çok şey öğrendim.

Elk woord moet verbonden zijn met geluiden en beelden

Her kelimenin ses ile, görüntüler ile, koku ile, tat ile,

Om elk planetair stelsel in de Melkweg te bezoeken.

galaksideki tüm gezegen sistemini ziyaret edebilir.

Elk aspect van hoe we liefhebben, hoe we leven,

Nasıl sevdiğimizden nasıl yaşadığımıza

De aanwezigen van het rotsbassin veranderen bij elk tij.

Kayalık havuzunun oyuncuları her gelgitte değişir.

De netto calorie-kloof in elk land ter wereld.

Dünyanın tüm ülkelerindeki net kalori boşluklarını gösteriyor.

Elk op zich hebben ze weinig of geen waarde.

Ve birisi olmadan diğerlerinin ya değeri yok ya da çok az var.

Je mag elk boek uitkiezen dat je maar wilt.

Beğendiğin kitabı seçebilirsin.

De meeste werknemers krijgen elk jaar een automatische loonsverhoging.

Çoğu işçi her yıl otomatik ödeme zammı alır.

Elk van de drie jongens hebben een prijs gewonnen.

Üç çocuktan her biri bir ödül aldı.

Elk boek is goed, als het maar interessant is.

İlginç olması şartıyla herhangi bir kitap olur.

Elk jaar breng ik mijn gezin naar de hoofdstad.

- Her sene ailemi başkente getiririm.
- Her yıl ailemi başkente getiririm.

Tom kent de hoofdstad van elk land ter wereld.

Tom dünyadaki her ülkenin başkentini bilir.

En elk jaar kost het meer dan 42 miljard dollar

ve her yıl bu ruhsal bozukluğu tedavi etmek için

Naar elk nummer dat we willen wanneer we maar willen.

istediğimiz herhangi bir şarkıya ne zaman istersek ulaştık.

Elk stukje grammatica mag geen soort abstracte grammaticale code blijven.

Dil bilgisi tamamen soyut dil bilgisel koddan ibaret olamaz.

Een glijdend geladen geweer dat elk moment af kan gaan.

Tereddütsüz saldıran, sürüngen bir makine.

Maar we hebben in elk geval sporen om te volgen.

Ama en azından takip edebileceğimiz izler var.

Maar ze cirkelen elk geval allemaal in die hoek daar.

Ama kesinlikle şu köşenin üzerinde daire çiziyorlar.

Maar ze cirkelen elk geval allemaal... ...in die hoek daar.

Ama kesinlikle şuradaki köşenin üzerinde daire çiziyorlar.

Elk deel van de wereld kon er door getroffen worden.

Dünyanın herhangi bir yerini altüst edebilir.

Van elk levend wezen met de kracht van de rede

mantık gücü ve duyguları olan

Wereldwijd worden er elk jaar meer dan 1000 neushoorns afgeslacht.

Dünyada her yıl 1.000'i aşkın gergedan katlediliyor.

Elk jaar reizen ze duizenden kilometers om hier te komen.

Buraya ulaşmak için her yıl binlerce kilometre katediyorlar.

Elk moment is zo kostbaar omdat het zo kort is.

Her an çok değerli çünkü hayatı çok kısa.

Ze probeerde elk woord van de leraar op te schrijven.

Öğretmenin söylediği her kelimeyi not etmeye çalıştı.

Elk zelfstandig naamwoord in het Portugees is mannelijk of vrouwelijk.

Portekizcede her isim ya eril ya da dişildir.

...maar elk gezond persoon haat het om dat te zeggen.

bunu söylemekten nefret etsem de.

- Ze hebben elk gevecht verloren.
- Ze hebben elke strijd verloren.

Onlar her savaşı kaybettiler.

Elk jaar komen honderden mensen deze schatten uit het diepe verzamelen.

Derinlerden gelen bu defineyi toplamaya her yıl yüzlerce insan gelir.

Elk jaar eist de normale griep ongeveer 60,000 levens in Amerika

Mevsimsel grip her yıl 60 bin Amerikalıyı öldürüyor.

Het is waar dat hij elk jaar naar het buitenland gaat.

Onun her yıl yurt dışına çıktığı doğrudur.

Het aantal Europeanen dat elk jaar Thailand bezoekt is erg groot.

Her yıl Tayland'ı ziyaret eden Avrupalıların sayısı çok büyüktür.

Ik heb elk van deze boeken al een aantal keren gelezen.

Bu kitapların hepsinin her birini birkaç kez okudum.

Ze kunnen elk in slechts een paar uur 20 kilo pompoenen wegwerken.

Her biri birkaç saat içerisinde 20 kilo bal kabağı yiyebilir.

Elk team heeft nu een idee dat een ander team slecht vond

Şimdi her takım, diğer takımın berbat olduğunu düşündüğü bir fikre sahip

Volgens sommige geleerden kan er op elk moment een grote aardbeving plaatsvinden.

Bazı bilim adamlarına göre, büyük deprem şimdi her an olabilir.

Aan het begin van elk weekeinde ben ik tegelijk moe en vrolijk.

Her hafta başında, ben hem yorgunum hem de mutluyum.

Zijn ogen bestaan uit duizenden kleine lensjes... ...en vangen elk beschikbaar lichtstraaltje op.

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

- We moeten op alles voorbereid zijn.
- We moeten voor elk geval voorbereid zijn.

- Her şeye hazır olmak zorundayız.
- Her şey için hazır olmak zorundayız.

Kan naar elk apparaat worden gestreamd, zodat u deze altijd en overal kunt bekijken.

herhangi bir cihaza aktarılabilir, böylece istediğiniz zaman, istediğiniz yerde izleyebilirsiniz.

Blijf op 1.5 meter afstand van elk persoon die je in het openbaar tegenkomt.

Dışarıda karşılaştığınız herhangi bir kişidin 2 metre veya daha fazla uzağında durun.

Volgens een studie sterven elk jaar 53.000 Amerikanen aan de gevolgen van passief roken.

Bir araştırmaya göre her yıl 53.000 Amerikalı pasif içicilik sonucu ölüyor.

Ze sluiten zich bij elk gesprek aan, of ze nu de woorden kennen of niet,

Sözcükleri bilseler de bilmeseler de, bizim geri durduğumuz,

- Elk mens moet zijn pakje ter markt dragen.
- Ieder moet zijn pakje ter markt dragen.

- Her koyun kendi bacağından asılır.
- Herkes kendi işinden kendi sorumludur.

- Ik heb aan elk kind drie snoepjes gegeven.
- Ik heb aan ieder kind drie snoepjes gegeven.

Her çocuğa üç bonbon şekeri verdim.

Daarom vinden wetenschappers en dokters het zo belangrijk dat je elk jaar gevaccineerd wordt tegen de griep.

Bu yüzden bilim adamları ve doktorlar bizi her yıl grip aşısı olmaya teşvik ediyor.

En hier is het grote probleem: elk van deze projecties moet ook toegevingen doen in verband met

Ve büyük bir sorun var: Bu projeksiyonlardan her biri şekilde, mesafe de,

- Ze spreekt beter Engels dan elk van haar klasgenoten.
- Ze spreekt het best Engels van haar klas.

İngilizceyi sınıfta en iyi konuşuyor.

En elk wezen op aarde moet een manier vinden om de nacht te overleven. VAN SCHEMERING TOT OCHTENDGLOREN

Dünya'daki her yaratığın geceden sağ çıkmanın bir yolunu bulması gerekir. GÜN BATIMINDAN ŞAFAĞA

- Elk polshorloge is goed, als het maar niet duur is.
- Ieder horloge is goed zolang het niet te duur is.

Herhangi bir kol saati çok pahalı değilse iyidir.

Elk jaar komen er honderdvijftigduizend toeristen naar dit eiland om te genieten van het indrukwekkende landschap en de prachtige stranden.

Her yıl, yüz elli bin turist etkileyici manzara ve harika plajlardan zevk almak için bu adaya gelir.

- Bel me wanneer je maar wilt.
- Bel me wanneer u maar wilt.
- Bel me wanneer jullie maar willen.
- Bel me op elk moment.

Beni her zaman arayın.