Translation of "Dierentuin" in Turkish

Ze gingen naar de dierentuin.

Onlar hayvanat bahçesine gittiler.

Ik ging naar de dierentuin.

Hayvanat bahçesine gittim.

Hoe oud is deze dierentuin?

Bu hayvanat bahçesi kaç yaşında?

- Ik ging gisteren naar de dierentuin.
- Ik ben gisteren naar de dierentuin gegaan.

Dün hayvanat bahçesine gittim.

Is er een dierentuin in Boston?

Boston'da bir hayvanat bahçesi var mıdır?

We zijn naar de dierentuin geweest.

Hayvanat bahçesine gittik.

Het jongetje is in de dierentuin.

Küçük oğlan hayvanat bahçesinde.

De dierentuin was op kerstdag gesloten.

Hayvanat bahçesi Noel gününde kapatıldı.

Ik ga graag naar de dierentuin.

Hayvanat bahçesine gitmek hoşuma gidiyor.

De dierentuin was op Eerste Kerstdag gesloten.

Hayvanat bahçesi Noel günü kapalıydı.

Tot hoe laat blijft de dierentuin open?

Hayvanat bahçesi ne kadar geç saatlere kadar açık kalıyor?

Ze verkochten zelfs de dieren in de dierentuin.

hayvanat bahçesindeki hayvanları bile sattılar.

Ik ging naar de dierentuin met mijn zuster.

Kız kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.

Zebra's en giraffes vind je in de dierentuin.

Zebralar ve zürafalar bir hayvanat bahçesinde bulunurlar.

Tom nam zijn familie mee naar de dierentuin.

Tom ailesini hayvanat bahçesine götürdü.

Ik heb een struisvogel gezien in de dierentuin.

Hayvanat bahçesinde bir devekuşu gördüm.

- Ik zag een nijlpaard in de zoo.
- Ik zag een nijlpaard in de dierentuin.
- Ik heb in de dierentuin een nijlpaard gezien.
- Ik heb een nijlpaard gezien in de dierentuin.

Hayvanat bahçesinde bir suaygırı gördüm.

Ik neem mijn zoon mee naar de dierentuin vanmiddag.

Bu öğleden sonra oğlumu hayvanat bahçesine götürüyorum.

Bill nam zijn kleine broer mee naar de dierentuin.

Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Mijn neef keek naar de beesten in de dierentuin.

Yeğenim hayvanat bahçesindeki hayvanları izledi.

- Ik zag een nijlpaard in de zoo.
- Ik zag een nijlpaard in de dierentuin.
- Ik heb een nijlpaard gezien in de dierentuin.

Hayvanat bahçesinde bir su aygırı gördüm.

We gaan liever naar de dierentuin dan naar het park.

Parka gitmektense hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederiz.

- Ik werk in de zoo.
- Ik werk in de dierentuin.

- Hayvanat bahçesinde çalışıyorum.
- Hayvanat bahçesinde çalışırım.

Vind je het leuk om dieren te zien in de dierentuin?

Hayvanat bahçesindeki hayvanları görmek ister misiniz?

De grootste dierentuin van de wereld bevindt zich in Berlijn, Duitsland.

- Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi Berlin, Almanya'da yer almaktadır.
- Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi Almanya'nın Berlin şehrindedir.

- Gisteren ben ik naar de dierentuin gegaan. Ik zag er een enorme walrus.
- Gisteren ging ik naar de dierentuin en zag ik een heel grote walrus.

- Dün hayvanat bahçesine gittim ve iri bir denizayısı gördüm.
- Dün hayvanat bahçesine gittim ve büyük bir deniz ayısı gördüm.

Ik was met mijn kinderen in de dierentuin en mijn telefoon bleef maar gaan.

Çocuklarımla hayvanat bahçesindeydim ve telefonum durmadan çalmaya başladı.

Laten we naar de dierentuin gaan om te kijken hoe ze de zeehonden voeren.

Onların fokları beslemesini izlemek için hayvanat bahçesine gidelim.