Translation of "Canada" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Canada" in a sentence and their turkish translations:

- Spreekt men Frans in Canada?
- Spreken ze Frans in Canada?

Kanada'da Fransızca konuşurlar mı?

Ik was in Canada.

Kanada'ya gittim.

Canada is geen paradijs.

Kanada bir cennet değildir.

Hij verhuisde naar Canada.

O, Kanada'ya taşındı.

Canada produceert goede tarwe.

Kanada iyi buğday üretir.

Canada grenst aan Alaska.

Kanada'nın Alaska ile sınırları vardır.

- Mijn hartsvriendin vertrok naar Canada.
- Mijn hartsvriendin is naar Canada gegaan.

Kız arkadaşım Kanada'ya gitti.

- Ben je ooit in Canada geweest?
- Bent u ooit in Canada geweest?
- Zijn jullie ooit in Canada geweest?

- Hiç Kanada'ya gittin mi?
- Hiç Kanada'da bulundun mu?

...van Rusland tot aan Canada.

Rusya'dan tutun Kanada'ya kadar.

Spreken ze in Canada Engels?

Kanada'da İngilizce konuşulur mu?

Japan is kleiner dan Canada.

Japonya Kanada'dan daha küçüktür.

We gingen skiën in Canada.

Biz Kanada'da kayak yapmaya gittik.

Mijn vriend ging naar Canada.

Arkadaşım Kanada'ya gitti.

Hij keerde uit Canada terug.

O, Kanada'dan döndü.

Canada heeft een koud klimaat.

- Kanada soğuk bir iklime sahiptir.
- Kanada'nın soğuk bir iklimi vardır.

Engels wordt gesproken in Canada.

Kanada'da İngilizce konuşulur.

Ik was toen in Canada.

O zaman Kanada'daydım.

Ik vertrek morgen naar Canada.

Yarın Kanada'ya hareket ediyorum.

Meneer White ging naar Canada.

Bay White Kanada'ya gitti.

Canada is een Noords land.

Kanada bir İskandinav ülkesidir.

Canada is een groot land.

Kanada geniş bir ülkedir.

Canada is groter dan Japan.

Kanada, Japonya'dan daha büyüktür.

Hij kwam terug uit Canada.

O, Kanada'dan döndü.

- Heb je je vriend in Canada opgebeld?
- Heb je je vriendin in Canada opgebeld?

Kanada'da arkadaşını aradın mı?

Hij zei: "Ik kom uit Canada."

- O "Ben Kanada'dan geldim" dedi.
- "Kanadalıyım" dedi.

Dit is een brief uit Canada.

Bu, Kanada'dan bir mektup.

Ik heb Canada lang geleden bezocht.

Uzun süre önce Kanada'yı ziyaret ettim.

Canada heeft dertien provincies en territoria.

Kanada'nın on üç tane il ve bölgesi vardır.

Ottawa is de hoofdstad van Canada.

- Ottawa, Kanada'nın başkentidir.
- Ottawa, Kanada'nın başşehridir.

De Verenigde Staten grenzen aan Canada.

- Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.
- ABD, Kanada ile komşudur.

"Ik kom uit Canada", zei hij.

O, “Kanadalıyım.” dedi.

Canada is een erg koud land.

Kanada çok soğuk bir ülke.

Welke taal wordt er gesproken in Canada?

Kanada'da hangi dil konuşuluyor?

Ik woon al vijf jaar in Canada.

Beş yıldır Kanada'da yaşıyorum.

In Canada spreekt men Engels en Frans.

Onlar Kanada'da İngilizce ve Fransızca konuşurlar.

Ze hielpen hem naar Canada te komen.

Onlar onun Kanada'ya gitmesine yardımcı oldu.

Japan is niet zo groot als Canada.

Japonya Kanada kadar büyük değildir.

We weten dat ze in Canada is geboren.

Onun Kanada'da doğduğunu biliyoruz.

Ik wil graag dit pakketje naar Canada sturen.

Bu paketi Kanada'ya postalamak istiyorum.

Ik ben afgelopen winter in Canada gaan skiën.

Geçen kış Kanada'da kayak yapmaya gittim.

Frans wordt gesproken in een deel van Canada.

Fransızca Kanada'nın bir bölümünde konuşulur.

De vorige winter ben ik naar Canada gaan skiën.

Geçen kış, Kanada'ya kayağa gittim.

In Canada slapen we in bed, niet op de grond.

Kanada'da zeminde değil yatakta uyuyoruz.

We garanderen de laagste prijs voor een Franse taalschool in Quebec, Canada.

Biz Quebec, Kanada'da bir Fransızca dil okulu için en düşük fiyatı garanti ediyoruz.

Ik kwam van India naar Canada toen ik een jaar oud was

7 yaşındayken, Hindistan'dan Kanada'ya

Ze kan niet in dit hotel zijn, aangezien ze is teruggekeerd naar Canada.

O bu otelde kalamıyor, çünkü o, Kanada'ya geri gitti.

In Canada wijzen onlinebanken de aansprakelijkheid af wanneer hackers geld van klanten stelen.

Kanada'da bankalar, müşterilerinin parası hackerlar tarafından çalındığında sorumluluk üstlenmiyor.