Examples of using "Bleef" in a sentence and their turkish translations:
Herkes kaldı.
Tom kaldı.
O, onu yapmaya devam etti.
Tom şaşkın kaldı.
O yalnız kaldı.
Tom sessiz kaldı.
O, konuşmayı sürdürdü.
O çalışmaya devam etti.
Tom hareket etmiyordu.
- Tom oturmuş kaldı.
- Tom oturmaya devam etti.
Herkes oturmuş kaldı.
Tom ağlamaya devam etti.
Herkes ayakta kaldı.
Tom pratik yapmaya devam etti.
- Tom geride kaldı.
- Tom kaldı.
Tom sakin kaldı.
Tom ayakta kaldı.
Tom sabırlı kaldı.
Tom iyimser kaldı.
Tom dışarıda kaldı.
Pratik yapmaya devam ettim.
Ben arkada kaldım.
O çocuk saatlerce ağlamaya devam etti.
Bayan sessiz kaldı.
- Zil çalmaya devam etti.
- Telefon çalmaya devam etti.
Kendi başına evde kaldı.
Kar fırtınası devam etti.
Kasırga hiddetlenmeye devam etti.
Onların düğün günü fark edilmeden gitti.
O, ağlamaya devam etti.
Tom konuşmaya devam etti.
Tom onu gıdıklamaya devam etti.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Bir hafta boyunca yağmur yağmaya devam etti.
O, saatlerce beklemeye devam etti.
Hiç kimse ülkemde kalmadı.
Yürümeye devam et.
Kaldım.
Bu kadar uzun süre nerede kaldın?
Üç gündür yağmur yağmaya devam ediyor.
Tom sessiz kaldı.
O, otelde kaldı.
Konuşmada bir sessizlik oldu.
Gelmeye devam etti.
Evde bir hafta kaldım.
Bütün gün evde kaldım.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Tom pencereden dışarı bakmaya devam etti.
Bütün hayatı boyunca bekar kaldı.
Tom üç hafta Boston'da kaldı.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Tom bütün gece uyanık kaldı.
O, hayvanlar hakkında hikayeler yazmaya devam etti.
Sami'nin geçmişi onu sonsuza dek lanetli bıraktı.
konseptin tamamı her zaman aynı kaldı.
ve bu his aylarca benimle kaldı.
cevaplayamadığım bir düşüce, bir soru
hâlâ onlardan derinden kopuktum.
Ama uzun süre utanç içinde kalmadı.
Yağmur bütün gün devam etti.
Ben, hasta olduğum için evde kaldım.
Tom hayatı boyunca fakir kaldı.
Tom konuşmaya devam etti.
Ben çalışmaya devam ettim.
- Buzdolabında hiçbir şey kalmadı.
- Buzdolabında hiçbir şey kalmamıştı.
Kim kaldı?
Kardeşim iki gün Roma'da kaldı.
Durmaksızın yağmurda yürüdü.
ancak Washington'da, bu öneri basitçe gücünü kaybetti.
hastalık bulaşan ve ölen insan sayısı artmaya devam etti.
Yağmur gece boyunca sürdü.
Bütün gün yatakta uzanmaktan başka bir şey yapmadı.
O, konuşmayı kesmedi.
O, teyzesinin evinde kaldı.
Tom bütün gün yatakta kaldı.
Tom bütün gün evde kaldı.
ve suçluluk duygusu içinde kendime sürekli hatırlattım,
Şimdiye kadar, müdahalemiz yeterliliğin yakınından dahi geçmedi.
İleriye, daha ileriye gittim ve gittikçe fark ettim ki
Hasta hissettiği için yatakta kaldı.
Babam eve gelene kadar kaldığın için teşekkürler.
Hastaydım. Bütün gün boyunca evde kaldım.
Ve bu sabah erken saatlere kadar sürdü.
O kadar soğuktu ki bütün gün evde kaldım.
Mary süpermarkete gittiğinde Tom arabada kaldı.
Onu gördüğün andan itibaren, onun kalbi durdu.
Tom Mary ile evde kaldı.