Translation of "War" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "War" in a sentence and their turkish translations:

Tom was in de war.

Tom'un kafası karıştı.

Zij lijkt in de war.

Kafası karışmış görünüyor.

Maria is in de war.

Mary'nin kafası karıştı.

Tom is in de war.

- Tom'un kafası karıştı.
- Tom'un kafası karışık.

Tom raakte in de war.

Tom'un kafası karıştı.

Tom blijft in de war.

- Tom şaşkın kalıyor.
- Tom'un şaşkınlığı devam ediyor.

Ben je in de war?

Şaşırdın mı?

- Tom leek verward.
- Tom leek in de war.
- Tom bleek in de war.

Tom kafası karışmış görünüyor.

Nu ben ik in de war.

Şimdi kafam karıştı.

Breng ik u in de war?

Kafanı karıştırıyor muyum?

Ik ben helemaal in de war.

Kafam tamamen karıştı.

Zijn gedachten waren in de war.

Düşünceleri karmakarışıktı.

Tom voelde zich in de war.

Tom şaşırmış hissetti.

Zelfs de vissen leken in de war.

Balıklar bile şaşkın gibiydi.

Ik ben een beetje in de war.

Biraz kafam karıştı.

Zijn activiteit brengt mij in de war.

Onun hareketi kafamı karıştırıyor.

Ik was woedend en in de war.

Ben kızgın ve şaşkındım.

Zijn acties brengen me in de war.

Onun hareketleri beni şaşırtıyor.

- Hij lijkt verward.
- Hij lijkt in de war.

Kafası karışmış görünüyor.

- Je bent verward.
- Je bent in de war.

Kafan karışmış.

- Tom bleef verbaasd.
- Tom bleef in de war.

Tom şaşkın kaldı.

Nu kan ruis je zomaar in de war brengen,

Gürültüden kafanızın karışması çok kolay.

Vanwege het onweer raakte de treindienstregeling in de war.

Tren saatleri fırtına yüzünden altüst olacak.

Ik ben in de war. Wat moet ik nu doen?

Kafam karışık. Şimdi ne yapmalıyım?

Ik voel me in de war, maar ik weet niet waarom.

Kendimi şaşkın hissediyorum ama nedenini bilmiyorum.

- Ik ben nog steeds in de war.
- Ik ben nog steeds verward.

Benim hâlâ kafam karışık.

- Tom zal waarschijnlijk verward zijn.
- Tom zal waarschijnlijk in de war zijn.

Tom'un muhtemelen kafası karışmış olabilir.

- Je probeert me in de war te brengen.
- Je probeert me te verwarren.

- Beni yanıltmaya çalışıyorsun.
- Beni şaşırtmaya uğraşıyorsun.

Soms ben ik net zo in de war als een kameleon in een pakje Smarties.

Bazen karmakarışık oluyorum Bonibon paketindeki bir bukalemun gibi.