Translation of "وهذه" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "وهذه" in a sentence and their turkish translations:

‫وهذه مكانها هنا.‬

Bu da buraya giriyor.

‫وهذه الفأرة حبلى.‬

Üstelik bu fare hamile.

وهذه البيئة التي تدمرت.

bu ortam yok edildi.

وهذه تحدث بكامل الدماغ.

ve bu tüm beyin boyunca meydana geliyor.

وهذه التجربة مذهلة حقاً.

Ve deneyim gerçekten inanılmaz.

وهذه هي نقطتي الرئيسية.

Asıl konu da bu.

وهذه هي عقوبتك، هنا.

ve bu sizin cezanız, işte burada.

وهذه هي حدود وجودنا.

Bunlar varoluşumuzun koşulları.

وهذه الأخطاء مفروضة علينا.

ki kulağa basit gelebilir -- kaçınılmazdı.

وهذه استراتيجية مجربة وحقيقية.

Bu, denenip kanıtlanmış bir yöntem.

وهذه هي كوسة العالم.

Bunlar kabak.

هذا بيتي وهذه أرضي!

Bu ev ve bu topraklar benim!

♪ وهذه هي الطريقة ♪

♪ Ve işte böyledir ♪

وهذه التجارب المخبريّة مهمّة للغاية.

O laboratuvar deneyleri inanılmaz derecede önemli.

‫وهذه، بمجرد أن أخرجت أحشائها...‬

ve temizledikten sonra

وهذه الدراسة بدأت بشرح الكيفية.

Bu araştırma, bunun nasıl olduğunu açıklıyor.

وهذه الزلازل لم تحدث اليوم

ve bu depremler bir tek bu gün olmadı

وهذه ظاهرة تدعى "العمى غير المقصود".

Bu, "istem dışı körlük" denen bir olay.

وهذه تشمل محاكاة الدماغ , تمارين, والروبوتات.

Bunlar arasında, beyin simülasyonu, alıştırmalar ve robotik vardır.

وهذه الأداة تشبه ابتكار إرثٍ مشترك.

Bu aracı, ortak hatıralar olarak düşünüyorum.

كنّا نسميها "المصادرات"، وهذه كانت حقيقتها.

Buna "kamulaştırma" diyorduk, gerçekten de kamulaştırmaydı.

وهذه القطرات هي التي تحمل الفيروس.

ve virüsü taşıyan da bu damlacıklardır.

وهذه استراتيجية قوية جداً إن كنتم تستخدمونها.

ve eğer kullanırsanız bu çok güçlü bir şey.

وهذه علامات تَدل على تصرفات شخص مدمن.

Tüm bunlar, davranışsal bağımlılığın belirtileri.

وهذه التكاليف هي في الحقيقة قلب المعضلة.

Bu fiyatlar meselenin gerçekten de özünde.

وهذه الحقائق تقتضي دعوة من أجل العمل

Bu da hem harekete geçmemiz için

وهذه الجزيئات يجب أن تتحرك عدة أقدام،

Bu partiküllerin rüzgar, yağmur, nem gibi baskılara rağmen

وهذه القفزة جزء من اتجاه أكبر بكثير.

Ve bu atlama çok daha büyük bir eğilimin parçası.

وهذه النتائج لم تفاجئنا، بل عندما أمعنّا النظر،

Bu sonuçlar bizi şaşırtmadı ama daha yakından baktığımızda

وهذه أنانية صحيّة تتشاطرها كلّ الكائنات في الطبيعة.

Bu, doğanın tüm canlıları donattığı sağlıklı bir bencillik.

‫وهذه، بمجرد أن أخرجت أحشائها...‬ ‫تكون مُعدة للطهي.‬

ve temizledikten sonra  pişmeye hazır olacak.

وهذه المرة ضد رئيسنا والقائد الأعلى للقوات العسكرية.

ama bu seferki, kendi devlet başkanımıza ve komutanımıza karşıydı.

وهذه في الواقع أكبر هجرة حيوانية على الأرض.

Bu aslında Dünya'daki en büyük hayvan göçü.

وهذه القدرة تصبح أفضل وأفضل مع التقدم في العمر.

ve bu yetenek yaşlandıkça iyileşmekteydi.

‫ولكنه طريق بطيء،‬ ‫وهذه مشكلة للدواء في هذا الحرّ.‬

Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.

وهذه ليست مدينة غير رسمية أو مدينة تظهر فجأة.

Bu gayri resmi ya da portatif bir şehir değil.

وهذه هي أول مرة أشارك فيها ما قمنا باكتشافه.

ve bulgumuzu ilk defa şu an paylaşıyorum.

وهذه تطلق المزيد من غازات الاحتباس الحراري في الجو

Atmosfere bu ilave sera gazı salınımının yapılması

وهذه النتائج الرائعة التي نحصل عليها تساعدنا في الحصول على أجسام صحيحة.

ve egzersizin vücudumuzu sağlıklı hâle getiren bütün güzel yan etkileri.

وهذه التكنولوجيا، يمكنك أن تتساءل: كيف تكون أكبر من إجمالي الناتج المحلي؟

Bu teknolojinin nasıl olur da GSYİH'den daha fazla olduğunu sorabilirsiniz.

‫وهذه بالنسبة لي هي 3 أمور تبدأ بـ"أ".‬ ‫أستمد قوتي من أسرتي.‬

Benim için her zaman üç şey vardır. Ailemden güç alırım.

وهذه المدة أكثر مما تحكم عليه العديد من الولايات بسبب جرائم قبل الدرجة الثانية.

ki bu ceza, birçok eyalette ikinci derece cinayete verilen cezadan daha fazla.

‫عن استخراجه من هذا الصبار البرميلي الكبير‬ ‫الذي تغطيه هذه الأشواك ‬ ‫وهذه الشعيرات الصغيرة أيضاً.‬

iğne ve minik tüylerle kaplı, yaşlı bir altınfıçı kaktüsüne göre çok daha kolay olacaktır.