Translation of "تحدث" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "تحدث" in a sentence and their turkish translations:

تحدث للقادة المحليين، تحدث لمنفذي القانون

Yerel önderlerinize, kanun uygulayıcılarınıza

لماذا تحدث؟

Peki neden böyle?

تحدث عن بعضهم.

Birkaçından bahsetsene.

إنها تحدث هنا!

Tam da burada yaşanıyor.

أستطيع تحدث الإنجليزية.

- İngilizce konuşabilirim.
- Ben İngilizce konuşabilirim.

بإمكانها تحدث الفرنسية.

- O, Fransızca konuşabilir.
- O Fransızca konuşabiliyor.

يمكنها تحدث اليابانيّة.

O Japonca konuşabilir.

إنّ الحوادث تحدث.

Kazalar olur.

وهذه تحدث بكامل الدماغ.

ve bu tüm beyin boyunca meydana geliyor.

حيث تحدث الإبداعات الرائعة.

mutlu yere geçin.

فـكّـر بإيجابية. تحدث بإيجابية.

Olumlu düşün, olumlu konuş.

رأيت الظاهرة نفسها تحدث.

aynı olayın yaşandığını gördüm.

تحدث في الأسبوع الأول.

o ilk hafta içinde oluyor.

تحدث في الفضاء المادي.

fiziksel mekânda yaşanıyor.

تحدث عن كل شيء

hepsinden bahsetti

تحدث معي بالإنجليزية رجاءً.

Lütfen benimle İngilizce konuş.

بإمكانها تحدث الفرنسية بطلاقة.

O, Fransızcayı akıcı şekilde konuşabilir.

تحدث ايفرت لقرابة الساعتين.

Everett neredeyse iki saat boyunca konuştu.

بإمكانها تحدث ثلاثة لغات.

O, üç dilde konuşabilir.

لأن هذه الثورة تحدث الآن.

çünkü bu devrim şu anda gerçekleşiyor.

ولكنه أيضاً تحدث عن الفخر

Fakat aynı zamanda, destek ve güç vermek

ثم بدأت أشياء رائعة تحدث،

Sonra tüm bu harika şeyler olmaya

وهذه الزلازل لم تحدث اليوم

ve bu depremler bir tek bu gün olmadı

تحدث إليّ الرجل العجوز بالفرنسية.

Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu.

حالياً كل الأمور تحدث بسرعة.

Her şey çok hızlı gidiyor.

إنها ماهرة في تحدث الإنجليزية.

O, İngilizce konuşmada iyidir.

- أنتَ لا تستطيع تحدث الإنجليزية, هل تستطيع؟
- أنتِ لا تستطيعين تحدث الإنجليزية, هل تستطيعين؟
- أنتِ لا يمكنكِ تحدث الإنجليزية, هل يمكنكِ؟

İngilizce konuşamazsın, değil mi?

لن تحدث ردود الفعل بشكل صحيح.

bu reaksiyonlar doğru şekilde meydana gelmeyebilir.

ينبغي أن تحدث شعورًا من الفضول.

Kültürel binalar bir merak duygusu uyandırmalıydılar.

تحدث في أول ثلاثة أيام بالسجن،

hapsedilmeyi takip eden ilk 3 gün içinde gerçekleşiyor

"جي إل" تحدث أيضاً عن الأطفال،

GL ise, çocuklar ve bu mahallede yaşamanın

الثورات تحدث دوماً نظاماً قضائياً جديداً.

Devrimler daima yeni bir hukuki düzenle sonuçlanır.

لذا بالتأكيد هناك فيزياء تحدث هنا،

Yani burada olan şey kesinlikle fizik--

الآن دعونا نرى كيف تحدث الزلازل.

gelelim şimdi depreme deprem nasıl oluşur?

أنت لا يمكنك تحدث الإنجليزية، صحيح؟

İngilizce bilmiyorsun, değil mi?

تحدث السيناريو الأولى في كل وقت،

İlk durum her zaman gerçekleşir

بعض أصدقائي يمكنهم تحدث الإنجليزية جيداً.

Arkadaşlarımdan bazıları İngilizceyi iyi konuşabilir.

أيضا، الأشياء السيئة يمكن أن تحدث سريعا،

Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir

توكاتشي. تحدث عن غرابة حياة شخص نقي

tokatçı. saf bir insanın hayatını garibanlığını anlattı

الآن يمكن أن تحدث فكرة في عقلك

şimdi şöyle bir düşünce de oluşabilir kafanızda

يمكن أن تحدث الزلازل في أي لحظة.

Depremler her an olabilirler.

أستك من فضلك. لا تحدث أي صوت.

Sessiz olun, lütfen! Ses yapmayın.

لكن كان هناك بعض الأشياء الصغيرة التي تحدث

Ancak bana her şeyin normal olmadığını gösteren

هو تسلسل زمني للأشياء التي لم تحدث بعد.

Henüz yaşanmamış olayların kronolojik bir sunumu,

لكن بعض الأشخاص يجيدون تحدث لغة المساواة بطلاقة،

Ama bazı insanlar eşitlik hakkında çok iyi konuşabiliyorken

ومع ذلك ، لم تحدث تسونامي في بحر مرمرة

buna rağmen Marmara Denizinde tsunami oluşmaz

أحداث مثل هذه تحدث في الطبيعة طوال الوقت

doğada bunun gibi olaylar sürekli ve çok fazla oluyor aslında

- تكلم الرجل بصوت خافت.
- تحدث الرجل بصوت منخفض.

Adam alçak sesle konuştu.

- أتستطيع تحدث الفرنسية؟
- أيمكنك أن تتكلم اللغة الفرنسية؟

Fransızca konuşur musun?

- ألا يمكنك تحدث الإنجليزية؟
- ألا يمكنك تكلم الإنجليزية؟

İngilizce konuşamıyor musun?

- إن التحدث بالإنجليزية أمر ممتع.
- تحدث الإنجليزية ممتع.

İngilizce konuşmak eğlenceli.

- أنا لا أتكلم اللغة اليابانية.‏‏
- لا يمكنني تحدث اليابانية.

Japonca konuşamıyorum.

- يعرف جاك كيف يتكلم الفرنسية.
- بإمكان جاك تحدث الفرنسية.

Jack Fransızca konuşabilir.

تسبب الدرجات الشديدة من التوتر التي تحدث أثناء التعرض للصدمة

Travma sırasında hissedilen aşırı stres seviyelerinin

وحتى المواقف شديدة درجة التوتر، كتلك التي تحدث في الصدمات،

sonrasında travmadaki gibi aşırı strese çıkardıkça

ولقد شاهدت كيف أن هذه البرامج يمكن أن تحدث تغييراً.

Bu programların nasıl bir fark yarattığını gördüm.

يمكن أن تحدث دمارًا يصل إلى أي جزء من العالم.

Dünyanın herhangi bir yerini altüst edebilir.

‫في السماء تحدث الأعاجيب.‬ ‫وابل إلكترونات من الشمس يُمطر الأرض.‬

Göklere sihir hâkimdir. Güneş'in saçtığı elektronlar Dünya'yı bombardımana tutar.

إذا كان الاستراحة تحدث في تلك المرحلة ، فلن يهتز المكان الآخر

e kırılma o noktada oluyorsa başka yer sallanacak değil ya

لذا، فكل هذه الخطوات من الصعب أن تحدث في تسلسل مثالي.

Tüm bunlar kendiliğinden kusursuzca gerçekleşmesi oldukça zor olan meşakkatli bir dizi olay.

بالمرتبة الاولى ثم الزلازل التي قد تحدث في اي لحظة. واحد ابرز

Bu gökdelenleri inşa etmekle görevli olanlar için çok fazla baş ağrısına neden olan ana noktalardan

‫أجل، تريد الهرب،‬ ‫لكن أحياناً تريد أن تحدث أضراراً جانبية‬ ‫وهي تهرب، وتحدث الهجمات في ذلك الوقت.‬

kaçmak isterler ama bazen gitmeden biraz zarar vermek isterler. Saldırılarda bunu görüyoruz.