Translation of "مستحيل" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "مستحيل" in a sentence and their turkish translations:

مستحيل.

İmkânsız.

- إن ذلك مستحيل.
- هذا مستحيل.

O imkansız.

ماذا؟ هذا مستحيل.

Ne? Asla!

‫مستحيل أن أنجح في العبور.‬

Böyle asla karşıya geçemem.

مستحيل ان يتجاوز توم الامتحان

Tom'un sınavı geçmesi imkansız.

ليس في قاموسي كلمة مستحيل.

- Olanaksız kelimesinin ne anlama geldiğini bilmem.
- İmkânsız kelimesi benim lügatimde yoktur.

أنا آسف لكن ذلك مستحيل.

Üzgünüm, ama bu imkansız.

لا شيء مستحيل إذا كنت مؤمناً.

Eğer inanırsan hiçbir şey imkânsız değildir.

يعتقد الفرنسيّون أنّه لا شيء مستحيل.

Fransızlar hiçbir şeyin imkansız olmadığını düşünürler.

كل شيء مستحيل نظريا حتى يَحدُث.

Her şey yapılana kadar teorik olarak imkansızdır.

على الرغم من أنني أعرف جسديا هذا مستحيل،

Fiziksel olarak bunun imkânsız olduğunu bilsem de,

اللازمة للرحلة ستحتاج إلى صاروخ ضخم مستحيل لإطلاقه في الفضاء.

uzaya fırlatılması için inanılmaz derecede büyük bir rokete ihtiyacı olacaktır. Von Braun, uzay aracını parçalar halinde

‫ما زال أمامي 100 متر لأقطعها،‬ ‫مستحيل أن أنجح في هذا.‬

Hâlâ yüz metrelik mesafe var. Bunu yapmamın imkânı yok.

الناس الذين يتعاملون مع سوق الأوراق المالية يعرفون. هذا شبه مستحيل.

Borsayla uğraşan insanlar bilir. Bu neredeyse imkansızdır.

لا شيء مستحيل على الرجل الذي لا يجب عليه عمله بنفسه.

Bir şeyi kendisi yapmak zorunda olmayan biri için hiçbir şey imkansız değildir.

وضعته في موقف مستحيل - ممزق في كلا الاتجاهين بسبب إحساسه بالواجب والولاء.

onu imkansız bir duruma soktu - görev ve sadakat duygusuyla her iki yönde de paramparça oldu.