Translation of "العبور" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "العبور" in a sentence and their turkish translations:

‫أم العبور؟‬

Karşıya mı?

وبفضل ذلك يمكنهم العبور

ve bunun sayesinde karşıya geçebiliyorlar

‫مستحيل أن أنجح في العبور.‬

Böyle asla karşıya geçemem.

‫بفضل قشوره الواقية، يتمكّن من العبور.‬

Koruyucu kabuğu sayesinde aralarından geçmeyi başarıyor.

الذين تمكنوا من العبور تم دوسهم بواسطة الفيلة

Geçmeye çalışanlar ise filler tarafından ezildiler.

‫لا أريد أن أتعلق بهذا. ‬ ‫أحتاج إلى العبور للجهة الأخرى.‬

Tamam, bunun üzerinde oyalanmak istemiyorum. Karşıya geçmeliyim.

بهدف تدمير الجسور التي يستخدمها العثمانيون في العبور إلى والاشيا, قام

Osmanlıların Eflak'a geçmek için kullandığı köprüleri yok etmeyi amaçlayan Vlad'ın Ordusu,