Translation of "مثير" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "مثير" in a sentence and their turkish translations:

وهذا مثير.

ve bu bir hayli ilginç

مثير للإهتمام.

İlginç.

بشكل مثير للإهتمام،

ilginç bir şekilde,

‫وبشكل مثير للإعجاب...‬

Şaşılacak şekilde...

شيء مثير للاهتمام

bir ilginçlik de

ذلك مثير للإهتمام.

O ilgi çekici.

كم هذا مثير للإهتمام!

Ne kadar ilginç.

"مثير للشّهوة" عبارة قذرة.

Seksi kirli bir kelimedir.

لكنها نظيفة بشكل مثير للريبة

ama şüphelendirici seviyede fazla temiz

هذا مثير للاهتمام بعض الشيء

işte bu durum biraz ilginç

لكنه وقت مثير للعمل عليها.

Ama üzerinde çalışması gerçekten çok heyecan verici.

بالنسبة لي، هذا مثير للدهشة،

Bu benim için çok güzel bir şey

يعرض سلوكيات معقدة بشكل مثير للدهشة.

oldukça garip görünümlü bir hayvandır.

شيء واحد مثير للاهتمام هو ذلك

bir ilginçlik de şu

- هذا حقا ممتع
- هذا حقا مثير

Bu gerçekten ilginç.

هذا جانب آخر مثير للاهتمام في الوظيفة

Bu da işin diğer bir ilginç tarafı

- يبدو مريباً.
- يبدو كأنه شخص مثير للشك.

O şüpheli görünüyor.

وفي الختام، وهذا أمر مثير بالنسبة لي شخصيا،

Ayrıca kişisel olarak, kapalı alan yapay çiftliklerinin

‫إنه لأمر مثير دائماً أن أهبط في شق ثعابين.‬

Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

يحتوي هذا الكتاب على العديد من الأخطاء لكنه مثير للاهتمام.

Bu kitabın çok sayıda hataları var, ama o ilginçtir.

ويحدونا الأمل أن تشعل محادثاتهم شرارة نقاش مثير فيما بينكم.

Biz, onların konuşmalarının, aranızda heyecan verici sohbetleri ateşlemesini ümit ediyoruz.

أليس هناك موقف مثير للاهتمام؟ توقيع اتفاقية الحياد مع 53 دولة

çok ilginç bir durum yok mu? 53 ülkenin imzası ile tarafsızlık anlaşması yapılıyor

‫إذاً، تريد أن نقوم بالتتبع المنهجي؟‬ ‫هذا مثير لأنه على أسس علمية.‬

Sistematik iz sürmeyi mi denemek istiyorsunuz? Bu heyecan verici, çünkü bu bilimsel bir şey.

‫أنا مستعد الآن.‬ ‫إنه لأمر مثير دائماً أن أهبط في شق ثعابين.‬

Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.