Examples of using "للقاء" in a sentence and their turkish translations:
Jim'i görmeye gidelim.
Yol kenarındaki bu açıklık tam buluşmalık bir yer.
Longus düşmanla karşılaşmak üzere ordusunun geri kalanı ile yürümeye başladı.
Hasdrubal'ın karada ki birlikleri donanma Roma gemileri ile olan mesafeyi kapattıkça neşeleniyor.
Kitbuqa ya düşmanın yaklaştığı haberi geldiği gibi oda İslam ordusuyla buluşmaya gitti.