Translation of "العدو" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "العدو" in a sentence and their turkish translations:

مركز العدو.

ana saldırıyı emanet etti

فاجأنا العدو.

Biz düşmanı gafil avladık.

العدو الكبير لغاليليو

Galileo düşmanı yobaz

هاجمنا العدو ليلاً.

Düşman bize gece saldırdı.

لكن نيران العدو تراجعت.

ancak düşman ateşinin ağırlığı ile geri püskürtüldü.

لا تترك العدو يقترب.

Düşmanın yaklaşmasına izin vermeyin.

لن نقترب من العدو.

Düşmanı yaklaştırmayacağız.

هل بإمكاننا العدو الآن؟

Şimdi koşabilir miyiz?

ورأوا فرصتهم للتغلب على العدو

Düşmanı kaçırtıp sarmak için saldırıyorlardı.

ومع ذلك تعتبر الأرض العدو الأكبر

Bununla birlikte arazi, ordunun en büyük düşmanı.

كيف يمكن لهذا الجيش هزيمة العدو؟

bu ordu düşmanı nasıl yenebilir?

قاد Ney هجومًا حاسمًا على العدو.

Ney, düşmana önemli bir saldırı düzenledi.

عن هبوط العدو بالقرب من باروزا.

haberi üzerine geri çekildi .

داوم العدو على الهجوم طوال الليل.

Düşman bütün gece saldırıya devam etti.

- غداً سنواجه العدو.
- غداً سنواجه الأعداء.

Yarın düşmanla yüz yüze geleceğiz.

سار لونجوس مع بقية جيشه للقاء العدو

Longus düşmanla karşılaşmak üzere ordusunun geri kalanı ile yürümeye başladı.

‫محللًا العدو بإنزيمات هاضمة.‬ ‫هجوم مضاد ناجح.‬

...sindirme enzimleriyle düşmanını eritiyor. Başarılı bir karşı saldırı.

رفض الجندي أن يطلق بندقيته على العدو.

Asker, tüfeğiyle düşmana ateş açmayı reddetti.

رجال هميلكو اندفعوا ليركبوا على متن سفن العدو

Himilco'nun adamları düşman gemisinin bordasına hücum ediyor.

وكسب الوقت لتحرك نابليون الحاسم ضد مركز العدو.

Napolyon'un düşman merkezine karşı kararlı hamlesi için zaman kazandı.

وسرعان ما وصل الإفرنج إلى خط العدو الرئيسي!

ve Fransızlar kısa sürede ana düşmanın saflarına ulaştı.

مع طرد العدو، وجه حنبعل ورجاله انتباههم نحو القرية

Düşmanın sürülmesiyle , Hannibal ve adamları dikkatlerini köye doğru çevirdiler.

قفز من الجسر وخوض في الشاطئ تحت نيران العدو.

, köprüden atladı ve düşman ateşi altında kıyıya doğru ilerledi

شن سولت هجومًا على الجناح أدى إلى إرباك العدو.

Soult, düşmanı kafasını karıştıran bir yandan saldırı başlattı.

ولكن لماذا تقدم مثل هذا الهدف السهل لـ العدو؟

Ama neden düşmana bu kadar kolay hedef haline geliyorlardı?

تحت قيادتي ، لم يقتل رجل واحد هربًا من العدو.

Benim emrim altında, düşmandan kaçan bir adam öldürülmedi.

ولكن لماذا تقديم مثل هذا الهدف السهل لل العدو؟

Peki düşmana neden böyle açık bir hedef sunulmalıydı ki?

أعداد وتمركز قوات العدو وطالبوا بتأجيل الهجوم لمدة ساعتين.

sayısını ve konumunu en kısa sürede yeniden gözden geçirmelerini ve saldırıyı iki saat geciktirmelerini tavsiye etti.

لأنها كانت الطريقة الوحيدة القادرة على كشف الصديق من العدو.

çünkü düşmanı dosttan ayırmanın tek yolu buydu.

تقدم الرومان، لكن حنبعل منع رجاله من التقدم على العدو

Romalılar ilerliyor ancak Hannibal kuvvetlerini dizginleyip pozisyonunu koruyor.

وجهوا سفنهم نحو جزء من أسطول قرطاجنة، مسرعين نحو العدو.

Gemilerini Kartaca filosunun bir kısmına doğrudan sürüp hız kesmeden kafa kafaya çarpışmaya girmek istiyorlardı.

أمر حنبعل جيشه بمطاردتهم عبر النهر، لتغيير مسار العدو بالكامل

Hannibal ordusuna onları nehrin ötesinde takip emri vererek onları tamamen dağıtmak istedi.

دعني اعرف ماذا يحدث الان العدو الذي يواجهنا هو الاكليل.

Bırak artık bana bir şey olmaz naralarını. Karşımızdaki düşman korona.

ونسخ الأوامر ، وتقديم التقارير ، وجمع المعلومات الاستخبارية حول قوات العدو ...

emirleri yazıya döktü, raporları dosyaladı ve istihbaratı topladı. düşman kuvvetleri…

الإسباني في معركة توديلا ، مما أرسل العدو يفر في اتجاهين.

bir İspanyol ordusunu bozguna uğratarak düşmanı iki yöne kaçmaya gönderdi.

ثم ، استقر خطه ، وذهب دافوت في الهجوم ... وهزم جيش العدو.

Sonra hattı stabilize oldu, Davout saldırıya geçti ... ve düşman ordusunu bozguna uğrattı.

لكن خطته للسقوط على جناح العدو في باوتزن باءت بالفشل.

Ancak, Bautzen'de düşmanın kanadına düşme planı ters gitti.

جزء من الأسطول سيبقى هناك للإغارة على ساحل العدو ومنع

Filonun bir kısmı, düşmana saldırmak ve

"وا إسلاماه!!!" صرخها ثلاث مرات وهاجم خط العدو مع حاشيته الشخصية

"EY,ISLAM!!!" diye 3 kere bağırdı ve adamlarıyla birlikte düşman hattına saldırdı.

على الرغم من مفاجأتهم من قبل العدو، تشكلت الطليعة الرومانية للمعركة

Düşmanın şaşırtıcı hamlesine rağmen Roma keşif kolu savaş pozisyonu alıyor hızla.

بالإضافة إلى أحدث التقارير عن تحركات العدو من الكشافة والجواسيس والسجناء.

ayrıca izciler, casuslar ve mahkumlardan gelen düşman hareketleri hakkındaki en son raporlar.

دعوات الاستسلام ، وقاد رجاله في مسيرة إجبارية مذهلة عبر أراضي العدو ،

ve adamlarını , gece donmuş Dinyeper Nehri'ni geçerek, şahsen askerleri geri çekerek

بعض مناوشي العدو ... أطلقوا النار علي من مسافة قريبة ، واشتاقوا إلي ،

Düşmanın avcılarının bazıları geldi ... Bana boş yere ateş ettiler ve beni özlediler,

عند مواجهة العدو، بدأت أطقم هيميلكو في سحق الماسيليين والرومان على اليمين

Düşmana bordaladıkları gibi, Himilco'nun mürettebatı Masilyalılara karşı üstünlüğü kuruyor, sağ kanatta da Romalıları sindiriyorlar.

استنفدت مشاة العدو بالكاد وكانوا غير قادرين على القتال وسرعان ما سحقوا

Yorgun, düşman piyade zar zor kavga etti ve çabucak bunaldılar.

وتقارير عن العدو والتضاريس والطرق وأي شيء آخر قد يؤثر على العمليات.

ve düşman, arazi, yollar ve operasyonları etkileyebilecek diğer her şey hakkında raporları harmanlamak.

الروسية . قال له: "أنت دائماً مع قلب العدو ، إنها حركة خطيرة للغاية".

talebini reddetti . "Her zaman düşmanı döndürüyorsun," dedi ona, "Bu çok tehlikeli bir hareket."

بعد شهرين ، سار شمالًا مرة أخرى لتخفيف بطليوس ، الذي يحاصره العدو الآن ،

İki ay sonra, şimdi düşman tarafından kuşatılmış olan Badajoz'u rahatlatmak için tekrar kuzeye yürüdü

اندفع الفرسان الصرب نحو العدو، مما تسبّب في انهيار الجناح الأيمن لسيغيسموند

Sırp şövalyeleri düşmanın yanından geçerek Sigismund'un sağ kanadını birkaç dakika yok ederek

أن يكون الرومان قادرين على تحديد مكان العدو واعتراضه في الوقت المناسب.

... düşmanın yerini tespit edip yolunu kesip kesemeyeceği de kesin değildi.

كان معقل أمامي آخر في شيفاردينو من المتوقع أن يؤخر تقدم العدو.

Shevardino'daki bir başka ileri seviye düşmanın ilerlemesini ertelemesi bekleniyor.

من المجموعات الإستطلاعية الصليبية وإبقاء العدو في حالة تخمين حول مكان وجوده

böylece Haçlılardan uzak durdu ve hazır olana kadar ,

ومع ذلك، الكشافة القرطاجية على طول الساحل تفطنت بأسطول العدو ودقت ناقوس الخطر

Bununla birlikte sahildeki Kartaca gözcüleri yaklaşan düşman filosunu tespit edip alarm veriyor.

إعادة نشر ضخمة مثل هذا ، الحق في الجبهة من العدو ، وكان عالية المخاطر.

Bunun gibi düşmanın tam önünde gerçekleştirilen bir yeniden konuşlandırma yüksek riskliydi

ومع ذلك ، لوحظ أن سولت كان الآن أقل ميلًا إلى تعريض نفسه لنيران العدو ،

Bununla birlikte, Soult'un artık kendisini düşman ateşine maruz bırakmaya daha az meyilli olduğu

ولكن مع انتهاء الصيف وعدم ظهور العدو في أي مكان، عرف سيغيسموند أنه سيكون

Ancak yazın sonuna gelindiğinde ve düşman hiçbir yerde görünmediğinden Sigismund, .

بمجرد أن وصلت أخبار عن إقتراب العدو إلى كاتبوغا، خرج في مسيرة للقاء الجيش الإسلامي

Kitbuqa ya düşmanın yaklaştığı haberi geldiği gibi oda İslam ordusuyla buluşmaya gitti.

وبحسب ما ورد، استخدمت قوات بيبرس أشكالاً مبكرة من البنادق اليدوية لإطلاق النار على العدو

Baybarsın birlikleri el silahlarının bir önceki formunu kullanıp düşmana ateş ediyorlardı

في هذه الأثناء، انتشر القتال الفوضوي في الوسط بينما استولى الرومان على العديد من سفن العدو

Bu esnada, merkezde Romalılar birden fazla düşman gemisine mandallanmış vaziyette karmaşa gittikçe artıyor.