Translation of "لأجل" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "لأجل" in a sentence and their turkish translations:

لكن كلها لأجل العلم.

açıklamalar yapacağım.

نحن نعمل لأجل السلام.

Biz barış yararına çalışıyoruz.

بدأت التطوع لأجل منظمات متعددة

Avrupa'daki genç Müslümanlar için çalışan

لأجل الجحيم، ابق بعيدا عني!

Allah aşkına benden uzak dur.

سأعمل ما بوسعي لأجل توم.

Tom için elimden geleni her şeyi yapacağım.

لأجل أن أساعد الناس وأكتب عنه.

Tanrı'nın planı olduğuna inanıyordu.

لا يمكنني القيام بشيء لأجل توم.

Tom için yapabileceğim bir şey yoktu.

ولم أرغب بالتأكيد أن أُقتَل لأجل شيء

Benim hiç hayalim olmayan ve babamın seçimi olan

‫يجب أن نستدعي المروحية لأجل هذا الأمر.‬

Bunun için helikopteri çağırmalıyız.

ويُضحى بالكثير لأجل هذا... بالمصانع وبالشركات وبالوظائف.

Bu üçü adına birçok şey feda edildi: çalışanlar, fabrikalar, topluluklar.

بينما الآخرون فقد كانوا يعملون لأجل الراتب.

Diğerleri sadece maaş için çalıştılar.

كان قادرًا على النضال لأجل قضيته من الخارج.

tutuksuz bir şekilde davası için savaşabiliyor.

ولكن برأيي تلك الثمان ثوانٍ لأجل الأشخاص ذوي الخبرة.

Ama bu sekiz saniye bence deneyimli insanlar için.

على تطوير ألعاب فيديو لأجل مئات الملايين من المستخدمين،

yüz binlerce kullanıcısı olan video oyunları geliştirmek için harcamıştım

استغرقني الأمر أحيانًا عامًا كاملًا لأجل ترتيب مقابلة قهوة وحوار.

Bazen benim bir #dialoguecoffee görüşmesi ayarlamam yaklaşık bir yılımı aldı.

- تقوم أمي بإعداد كعكة لأجل أبي.
- تعد أمي كعكة لأبي.

- Annem, babama bir pasta yapıyor.
- Annem babam için bir kek yapıyor.

ولكن آسف يا والدي، كطفل لقد استأتُ منه لأجل هذه التعليمات،

Üzgünüm baba, çocukken ona bunun için kırılmıştım

والذهاب إلى الفراش مبكراً للحصول على أكبر قدر ممكن من الراحة لأجل الإستعداد لليلة المقبلة...

...ve önlerindeki gece için olabildiğince erken yatmalarını emretti.