Translation of "بدأت" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "بدأت" in a sentence and their turkish translations:

بدأت آكل.

Ben yemeye başladım.

متى بدأت

Ne zaman başladın?

- بدأت ليلى تتحدّث معه.
- بدأت ليلى تتكلّم معه.

Leyla onunla konuşmaya başladı.

بدأت باستخدام الصور.

resimlerle başladım.

كيف بدأت العنصرية؟

Irkçılık nasıl başladı?

بدأت مجموعة دعم.

Bir destek grubu başlattım.

بدأت بالظهور مجدداً.

geri dönmeye başladı.

بدأت أمحو المشاعر

ne hissetmem gerektiğiyle ilgili

‫بدأت النوارس تشبع.‬

Martılar doymaya başladı.

بدأت بمسابقات علمية،

bilim yarışmaları hazırlamaya,

هكذا بدأت مغامرتك.

işte serüven böyle başladı.

فكيف بدأت مغامرتك؟

O zaman serüven nasıl başlamış.

بدأت صحته تتدهور.

- Sağlığını kaybetmeye başladı.
- Onun sağlığı çökmeye başladı.
- Onun sağlığı artık bozulmaya başladı.

بدأت أمها الصراخ.

Annesi bağırmaya başladı.

بدأت أحس بالجوع.

Ben acıkıyorum.

الأكاذيب التي بدأت مع صديق في الماضي ، بدأت مع

geçmişte bir arkadaşa bakıp çıkacaktım ile başlayıp günümüze kadar gelişerek gelen yalanlar

- متى بدأت تتعلم اللّغة الألمانية؟
- متى بدأت تعلّم الألمانية؟

Ne zaman Almanca öğrenmeye başladın?

- بدأت تعتاد مكتبها الجديد.
- بدأت تعتاد على مكتبها الجديد.

Yeni ofisine alışmaya başladı.

لذلك بدأت في التفكير،

Böylece düşünmeye başladım:

ثم بدأت تحدثني بالفرنسية،

Benimle Fransızca konuşmaya başladığında

بدأت في الشعور بالتحسّن.

gerçekten de daha iyi hissetmeye başladım.

بدأت أتوقف عن التخفّي.

saklanmayı bırakmadım.

بدأت منذ ثلاثة أعوام،

Üç yıl önce

بدأت بالنحيب وفوراً قالت:

Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı ve birden dedi ki,

بدأت الرحلة إلى القمر

Aya yolculuk başladı

لذا بدأت بكتابة الأمور.

Bu yüzden bir şeyler yazmaya başladım.

‫بدأت أرى أشياء استثنائية.‬

Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.

‫ثم بدأت...‬ ‫أحرز تقدّمًا.‬

İşte o noktada başarılı olmaya başladım.

بدأت النار فى المطبخ

Yangın mutfakta başladı.

رغم ترددي بدأت الأمر،

Çekinerek de olsa yapmaya başladım

لقد بدأت أوافقك الرأي.

Seninle aynı fikirde olmaya başlıyorum.

بدأت محاضرته في موعدها.

Onun dersi zamanında başladı.

متى بدأت لعب الجولف؟

Ne zaman golf oynamaya başladın?

بدأت أبدو كشخص أحمق

Evlat, birazcık da olsa adam gibi konuşmaya başlıyor gibiyim.

بدأت ليلى تفقد صوابها.

Leyla aklını kaybetmeye başlamıştı.

بدأت في التفكير فيما سيحدث

Ne olacağı konusunda düşünmeye başladım.

الجريمة والعصابات بدأت أن تتخللها.

Suç ve gangsterlik modaydı.

بدأت التطوع لأجل منظمات متعددة

Avrupa'daki genç Müslümanlar için çalışan

بدأت مشروعًا في فصلي السابق.

bir proje başlattım önceki sınıfımda.

بدأت أسقط كثيراً بلا تفسير.

sebebi bilinmeyen düşmeler yaşamaya başladım.

حين بدأت العمل مع "بريا"،

Priya ile çalışmaya başladığımda,

بدأت حياتها كقطعة موسيقية كلاسيكية.

klasik bir müzik parçası olarak hayata başladı.

السامريون بدأت منذ عام 1953

İyiliksevenler 1953'ten beri faaliyette.

بدأت أبحث عن تفسير علمي.

bilimsel bir açıklama aramaya başladım.

وأن بطارية الهاتف بدأت بالنفاذ،

telefonunuzun şarjı bitmek üzereydi,

ولأجل ذلك، بدأت بتمرين نفسي

Bunun için de Pazar çizimi dediğim

بدأت أستخدم الطعام لتخدير ألمي،

Acımı baskılaması için yiyeceklere başvurdum.

‫لكن مشاكله قد بدأت لتوها.‬

Ama henüz yolun çok başında.

‫بدأت أشعر بأنني أزداد وهناً.‬

Güçsüzleştiğimi hissediyorum.

‫أشعر بالفعل بأنها بدأت تتورم.‬

Şimdiden şiştiğini hissedebiliyorum.

لقد بدأت المزاولة في ٢٠٠٣،

2003 yılında uygulamaya girmiştim

ثم بدأت أشياء رائعة تحدث،

Sonra tüm bu harika şeyler olmaya

وهذه الدراسة بدأت بشرح الكيفية.

Bu araştırma, bunun nasıl olduğunu açıklıyor.

بدأت العمل في ورشة صغيرة

Küçük bir atolyede çalışmaya başladı

وبعدها بدأت بالصراخ بهذه الأمور.

Sonra da bir şeyleri haykırmaya başladım.

لقد بدأت بنسيان وجه جدّتي.

Şimdiden büyükannemin yüzünü unutuyorum.

بدأت تعلّم الصينية الأسبوع الماضي.

Ben geçen hafta Çince öğrenmeye başladım.

قد بدأت لتوّي بتعلّم الكوريّة.

Ben Korece çalışmaya yeni başladım.

بدأت ليلى تقيم علاقات جنسيّة.

Leyla cinsel ilişki kurmaya başladı.

عندما بدأت في الانتشار في الضواحي

Yayılıp varoşlara kadar çeşitlenince

الوعي المجتمعي والايجابية بدأت في الاختفاء

Toplumsal bilinçlilik ve yapıcılığın modası geçmişti.

كلما بدأت باستباق أي حدث بسرعة ،

Bir olayla ilgili beklentiye girer girmez,

بدأت رحلتي في لينكولن بولاية نبراسكا.

Benim maceram Lincoln, Nebraska'da başlıyor.

بدأت هذه القصة منذُ اللحظة الأولى،

Hikaye ta en baştan,

وبمرور الوقت بدأت الصور تتلون بالأحمر،

Zamanla bu resimler kırmızıya boyanmaya başladı,

♪ عندما سألت بدأت الأمطار ♪

♪ Yağmur başladı hâlimi sorarken ♪

بدأت بدراسة بحث المرونة منذ عقد،

On yıl önce, Philadelphia'daki Pensilvanya Üniversitesinde

بدأت كمبتكرة، وريادية أعمال، ومبتكرة اجتماعية.

Bir mucit, girişimci, sosyal yenilikçi olarak başladım.

لكن التكنولوجيا بدأت تسهّل هذه التجربة.

Neyse ki teknoloji bu deneyimi kolaylaştırmaya başladı.

بدأت أدرك أن اللقاءات ليست كافية.

bu etkinliklerin yeterli olmadığının farkına varıyorum.

وعندما بدأت أفكر في عملي الخاص،

Bunu kendi işimde derinlemesine düşündüğümde

كيف بدأت وكيف تطور عملك هذا؟

Buna nasıl başladın ve nasıl geliştirdin?

لقد بدأت الآن أيام القناة D

artık Kanal D günleri başladı

بدأت وسائل الإعلام تنمو في الأخبار

medya da haberler türemeye başladı

بدأت بعد 10 سنوات من تأسيسها

o kuruluşundan 10 yıl sonra başladı işte o Macintosh

فيما بدأت القوات بالانتشار لتطويق المدينة.

Bu noktada askerler şehri kuşatmak için harekete geçmeye başladı.

إلى أن بدأت الشرطة بحفظ وجوهنا.

şehir merkezinde durdurulup kimlik sorulmasına alışmıştık.

بدأت أكشف النقاب عن أشياء غريبة.

bazı garip şeyleri keşfetmeye başladım.

وهكذا بدأت الأحداث التي غيرت حياتي.

ve hayatımı değiştiren olaylar öyle başladı.

بدأت بإنشاء المدارس. لديّ مدرستان الآن.

Okullar kurmaya başladım. Şu an iki tane okulum var.

لقد بدأت بالخوف من الحرب النووية.

Nükleer savaşın korkusuyla başladı.

بدأت دانيا تعمل في نادٍ للتّعرّي.

Dania bir striptiz kulübünde çalışmaya başladı.

بدأت ليلى تتّجه بسيّارتها نحو الشّاطئ.

Leyla sahile doğru sürmeye başladı.

لذا بدأت في البحث عما يحدث لي

ve bana ne olduğunu araştırmaya başladım.

وفي النهاية، بدأت في السير أثناء نومي.

ve sonunda uyur gezerliğe başladım.

شعرت بالضياع، وعندما بدأت أعلق في الروتين

Kaybolmuş gibiydim ve bu döngüye bir kez girince

منذ ذلك الوقت بدأت الامور تصبح أحسن.

O zamandan beri işler hep iyiye gitti.

بدأت فى الهرب، لكنه كان أسرع مني

bu sebeple kaçtım ama aslan benden hızlıydı,

بدأت رحلة تعلم اللغات معي باللغة اليهودية،

Benim dil öğrenme yolculuğum İbranice ile başladı,

‫انظر، ترى أنها بدأت في الارتداد للخلف.‬

Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.

هي صغيرة، لكنها تُظهر أنها بدأت تفهم.

O hâlde, onun genç olduğunu ama anlamaya başladığını gösteriyor.

والتي بدأت في القرن السادس عشر كإهانة.

ki bu sıfatlar hakaret olarak kullanılmaya 16. yüzyılda başlandı.

أنا بالفعل بدأت أرى العديد من الإجابات.

Burada henüz şimdiden bir sürü cevap görüyorum.

وبذلك، بدأت في محادثات سلمية مع المتمردين.

Ve böylece isyancılarla barış görüşmelerini başlattım.

ولكن من المفارقات أن مشاكله بدأت للتو

Ama, ironik bir şekilde, asıl sıkıntıları daha yeni başlıyor.

‫لكن مجموعة الفهود هذه بدأت الصيد لتوها.‬

Fakat bu çita çetesi işe daha yeni koyuluyor.

دقيقة آخرى و تلك الطفلة بدأت بالبكاء.

Bir dakika daha ve bebek ağlıyordu.