Examples of using "بشيء" in a sentence and their turkish translations:
bir sorumluluk hissi.
Bir şey yapılmalı.
Bir şey yapılmak zorundaydı.
Bize bilmediğimiz bir şey söyle.
Onlara bir şeyi iyi yaparken denk gelin.
İkiyüzlü gibi hissedebiliriz.
Bir şey yapmalıydım.
Senin vasiyetine karşı bir şey yapmayacağız.
Sen bana yalnızca bir şey için söz vermek zorundasın.
harika ya da korkunç bir biçimde çarpan bir yıldırımdır.
Benim için bir tavsiyeniz var mı?
Tom için yapabileceğim bir şey yoktu.
Tom kolunda sürünen bir şey hissetti.
Neler olup bittiğine dair bir şeyler yapmak zorundayız.
Kişinin bir rengi neyle ilişilendirdiği,
Dört gün boyunca sadece kaydık.
Siz, bir şeyler yapılmasını istiyorsunuz.
2014 Masters Turnuvasında, dikkat çekici bir şey yaptı.
sonra dışarı çıktığımda şuramda bir şey hissettim,
Böyle bir şey yapmak için aptal olmalı.
Peki balayı için neden böyle bir şey yaptık?
Bir şeyler yapmak istedik, hiç unutmadığımız bir şeyler,
Bu numaranın gerçek amacı asıl büyük parçamız için bir şey yapmaktı.
büyükannemin hep söylediği bir söze geliyoruz.
Gittim, yaptım ve harbiden acayip bir duygu hissettim.
Şimdi, işte iyi haber: bununla ilgili bir şeyler yapabiliriz.
Birini argümanlarla, sebeplerle bir şeye ikna etmeye çalıştıysanız
ama başka birini düşünerek bir şey yapmazsak
Bu benim hızlı ödülümdü ve bana "İyi gidiyorsun," diyordu.
Ben gelene kadar hiçbir şey yapmayın.
Fadıl bana hiçbir şey anlatmadı.
Sami hayatını kurtarmak için harekete geçmek zorundaydı.
O bir şey yapmakla meşgul.
Bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya öngörmek çok nadiren mümkün
Duygusal bir şey hissetmek istemediğimizden değil.
böyle bir şey yapmaları için para teklif ediliyor, onlar da bu fırsatı değerlendiriyorlar.