Translation of "فعلت" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "فعلت" in a sentence and their turkish translations:

ولكنني فعلت.

ama ayrıcalıklarım vardı.

وقد فعلت.

Ben de öğrettim.

فعلت هذا

Onu ben yaptım.

"لقد أجدتُ ما فعلت، استمتعت بما فعلت،

''Yaptığım şeyde iyiydim yaptığım şeyden zevk alıyordum

- لقد فعلت ذلك لأجلها.
- فعلت ذلك من أجلها.

Bunu onun için yaptım.

أعلم أنّني فعلت.

Biliyorum yaptım.

لماذا فعلت ذلك؟

Peki bunu neden yaptım?

فعلت هذا بنفسي.

- Onu kendim yaptım.
- Kendim yaptım.

ماذا فعلت اليوم ؟

Bugün ne yaptın?

ماذا فعلت في إجازتك؟

Tatilinde ne yaptın?

ماذا فعلت هذا الصباح؟

Bu sabah ne yaptın?

ماذا فعلت ليلة الأمس؟

Dün akşam ne yaptın?

هل يعلم ما فعلت؟

O ne yaptığını biliyor mu?

هل فعلت ما يفعله معظمنا؟

Çoğumuzun yaptığı şeyi mi yaptın?

وإذا فعلت سارة كل ذلك،

Sarah da bütün bunları yapmış olsaydı

أن المافيا فعلت ذلك للدولة

o mafya bunu devlet için yaptı

يرمي قصة لأنني فعلت ذلك

hikaye atıyor ben bunu yaptım diye

ماذا فعلت في الإجازة الماضية؟

Son tatilde ne yaptın?

لا أعلم لم فعلت ذلك.

Onu neden yaptığımı bilmiyorum.

لقد فعلت ذلك مرات عديدة.

- Bunu çok kez yaptım.
- Bunu birçok defa yaptım.

أنا خجل جدا مما فعلت.

Yaptığım hakkında kendimden çok utanç duyuyorum.

لست نادم على ما فعلت

Yaptığıma pişman değilim.

وهكذا فعلت، وشعرت بشعورٍ جيدٍ جدًا.

Çıktım, gayet iyi hissettirdi.

نحن ممتنون لك جدا لما فعلت.

Yaptıklarınız için çok minnettarız.

وكلما فعلت هذا، أصبح هذا الأمر أسهل.

Bunu ne kadar sık yaparsanız o kadar kolay olur.

مثلما فعلت خلال هذين الأسبوعين في الثانوية.

Tıpkı lisedeyken birkaç hafta yaptığım gibi.

‫إن فعلت، فأنت تخاطر بتناول طفيليات خطرة.‬

Bunu yaparsanız tehlikeli parazitleri de tüketmiş olma ihtimaliniz artar.

ماذا فعلت عندما رجعت إلى منزلك أمس؟

Dün eve döndüğünde ne yaptın?

وكما هو متوقع، إذا فعلت ذلك لهذه المدة،

Ve tahmin edersiniz ki, bunu bu kadar çok yaparsanız

إذا فعلت ذلك، فأنت جاهز للتوصية رقم اثنين:

Bunu yaparsanız ikinci öneri için hazırsınız:

لذا فعلت ما أفعله عادةً عندما أكون غاضبة:

Kızgınken her zaman yaptığım şeyi yaptım.

أو دليل على أني قد فعلت شيئاً فظيعاً.

veya yaptığım korkunç bir şeyin kanıtı olduğuna eminler.

وقد فعلت ذلك عن طريق مشاركة ثلاثة متناقضات:

Bunu üç çelişki paylaşarak yaptım:

فعلت ذلك مع برنامج يسمى Microsoft Internet Explorer.

Bunu da Microsoft İnternet Explorer adında bir programla yaptı.

إذا فعلت ذلك, قد أكون قادر على مساعدتك.

Bunu yaparsan sana yardım edebilirim.

تبدو وكأنك فعلت شيئا ما كان عليك فعله.

Yapmaman gereken bir şeyi yapıyormuşsun gibi görünüyorsun.

- ماذا فعلت بتلك الكتب؟
- ما الذي فعلته بالكتب؟

Şu kitaplarla ne yaptın?

اظن انني فعلت هذا على الأقل مئة مرة

Bunu en az yüz kere yaptım, sanırım.

لكني فقط تمنيت لو كنت فعلت شيئًا أفضل لأجله.

ancak onun için daha iyi bir şeyler yapmış olmayı dilerdim.

مثلاً أنا أقوم ببعض الأعمال، يسألونني، "كيف فعلت ذلك؟"

Ben mesela bazı çalışmalar yapıyorum, bana soruyorlar, “Nasıl yaptın?”

‫فعلت ما تعلمت العديد ‬ ‫من الفتيات والنساء القيام به.‬

Ben çoğu kız ve kadının yapmayı öğrendiğini yaptım.

لكنها فعلت ذلك، مما قادها إلى مسرًى مخيف من الإدمان،

ve bu durum onu eroin bağımlılığına giden

إذا فعلت شيئًا سيئًا للغاية ، فله تأثير سلبي على الأشخاص

bir şeyi haddinden fazla kötülerseniz insanlarda ters etki yaratıyor

الادوية ليست مستعدةً لمواجهته كما فعلت مع وباء كورونا عند

. Ama bu virüsün hikayesi nedir ve nerede başladı?

- ماذا فعلت بتلك الكاميرا؟
- ما الذي فعلته بآلة التصوير تلك؟

O kamera ile ne yaptın?

لا أدرى متى بدأت جين بعلاج نفسها بنفسها، لكنها فعلت ذلك

Janie ne zaman kendi kendine ilaç kullanmaya başladı bilmiyorum ama yapmış.

- ماذا فعلت هذا الصباح؟ - عملت. قمت بجزّ العشب بجراري. أنا متوتّر جداً.

-Bu sabahı nasıl geçirdiniz? -Çalışarak. Traktörü çalıştırıp otları biçtim. Çok gergindim.

ماذا فعلت كوريا الجنوبية؟ قامت كوريا الجنوبية لأول مرة بدعوة جميع مواطنيها إلى منزله.

Güney Kore ne yaptı? Güney Kore tüm vatandaşlarını evine çağırdı ilk önce.

- أنت لم تغسل يديك بعد, هل فعلت؟
- أنت لم تقم بغسل يديك إلي الآن ،أليس كذلك؟

Ellerini henüz yıkamadın, değil mi?

أنا أعتقد أني عن طريق الخطأ قلت أنه كان توم عندما كانت بالفعل ماري التي فعلت ذلك.

Onu yapan aslında Mary olduğu zaman sanırım yanlışlıkla onun Tom olduğunu söyledim.

- لقد تعمدت ذلك!
- لقد فعلت ذلك عن عمد!
- لقد قصدت فعل ذلك!
- إنك قمت بذلك عن قصد!

Bunu bilerek yaptın!

هتف الصائب: "أنت الخبر الأول في بي بي سي، يا ديما!". "يقولون أنك عاشرت 25 رجلًا ثم قتلتهم! كيف فعلت هذا؟!"

"Yüzün BBC'nin her yerinde, Dima!"Al-Sayip bağırdı. "Onlar 25 adamla uyuduğunu va sonra onları öldürdüğünü söylüyorlar! Allah'ın belası bunu nasıl yaptın!