Translation of "بما" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "بما" in a sentence and their turkish translations:

- لنخبره بما جرى.
- لنخبره بما حدث.

- Olanları ona anlatalım.
- Ne olduğunu ona anlatalım.

بما فيهم أنا.

Ben de dahil olmak üzere.

- أنا كبير بما يكفي.
- أنا كبير بما فيه الكفاية.

Yeterince yaşlıyım.

- لست سريعاً بما فيه الكفاية.
- لست سريعاً بما يكفي.

Sen yeterince hızlı değilsin.

والآن، بما أننا انتهينا،

Ve şimdi bitirmek üzereyken,

بما أن الحُلّة عاكسة،

Bu kıyafet yansıtıcı

بما فيها الولادة عالمياْ.

sunumundaki sorunlarla uğraşıyoruz.

كبيرة بما يكفي لوحدهم -

Kendi başlarına yeterince büyük -

أشعر بما تمر به.

- Çektiklerinizi anlıyorum.
- Sana acıyorum.

لست سريعاً بما يكفي.

Yeterince hızlı değilsin.

سأخبرك بما أريد فعله.

Ne yapmanı istediğimi sana söyleyeceğim.

هل تعلمُ بما أفكّر؟

Ne düşünüyorum biliyor musun?

فكّر جيّدا بما ستفعل.

Yapacağın şey üzerinde dikkatli düşün.

- أنا كبير بما يكفي للتصويت.
- أنا كبير بما فيه الكفاية لأصوت.

Oy vermek için yeterince yaşlıyım.

ونحن على علم بما يحدث

Nelerin olup bittiğini biliyoruz.

عندما تكون متحفزا بما تريد ،

İstediğin şeylere göre motive olursan

لم نستثمر بما فيه الكفاية

Ülkelerin halk sağlığı alanındaki temel kapasitelerini

علي التفكير بما أريد قوله.

ona ne söylemek istediğimi düşünmek zorundayım.

بما في ذلك نبتة السلفيوم،

silfiyum da dahil,

بما في ذلك الأفكار الانتحارية؟

sohbet etme cesaretini göstersek ne olur ki?

وبكونك خبيراً بما يريده جسدك.

Kendi vücudunuzun uzmanı olmakla alakalı.

تخبرنا بما يحدث في بيئتنا.

Bize çevremizde olup biteni anlatıyorlar.

بما في ذلك تنوع المشاعر.

Duyguların çeşitliliği buna dâhil.

هل ستكونوا رجالًا بما يكفي

"Soyunma odası muhabbetini" duyduğunuzda,

بما يقارب نصف الكمية المنبعثة؛

yaklaşık iki katı artış gösteriyor,

أنا كبير بما يكفي لأشرب.

İçki içecek kadar yaşlıyım.

أنا كبير بما يكفي لأقود.

Araba sürecek yaştayım.

كان أحمق بما يكفي ليصدقها.

Ona inanacak kadar aptaldı.

أخبرنا توم بما علينا فعله.

Tom bize ne yapacağımızı söyledi.

كبيرة بما يكفي لتدمير المدينة

bir şehri yok edecek kadar büyüktür

- قمت بواجبي.
- قمت بما عليّ.

Görevimi yaptım.

أيمكنك إخباري بما يحدث هنا؟

Burada ne olduğunu bana söyleyebilir misin?

لا اهتم بما يقوله الآخرون.

Başkalarının dediklerini umursama

أحبّك كثيرا بما فيه اليوم.

Seni bugün de çok seviyorum.

بما أنك هنا، لعلنا نبدأ.

Madem buradasınız, başlasak daha iyi olur.

لن أكون جيدة بما فيه الكفاية

Güzelliği dıştan içe tanımlayan bir sektör için

إذا قمت بما يقوم به الآخرون،

Eğer herkesin yaptığı şeyi yapıyorsanız,

الاعتلالات القلبية، بما فيها الموت المفاجئ،

Ani ölüm de dahil kalp sendromları

قوموا بما في وسعكم لحماية أنفسكم.

Kendini savunmak için ne gerekiyorsa yap.

والكثير غير أصحّاء بما يكفي للسفر.

Çoğunun sağlık durumu seyahat için uygun değil.

وهو هنا ليذكرنا بما يجعلنا بشراً.

ve bizi insan yapan şeyi bize hatırlatmak için burada.

لكن صغير مقارنة بما اكتسبته مني!

ama benden kazandığın kadar küçük!

ولكن بما أنك تتمنى أن تذهب ،

Ama hepiniz gitmek istediğiniz için,

أخبرتها بما كان يفعله في غرفتها.

Onun onun odasında ne yaptığını ona söyledim.

لا أحد يعلم بما أشعر به.

Ne hissettiğimi kimse bilemez.

سأقوم بغسل الصحون بما أنك طبختَ.

Yemeği sen pişirdiğin için bulaşıkları ben yıkayacağım.

أنت لم تعمل بما فيه الكفاية.

Yeterince sıkı çalışmadın.

شكرا لعدم إخبار توم بما حدث.

Ne olduğunu Tom'a söylemediğin için teşekkürler.

من الأفضل أن تقوم بما يقولون.

Onların söylediğini yapsan iyi olur.

أقترح بأن تعمل بما يقوله توم.

Tom'un söylediğini yapmanızı öneririm.

علي أن أخبر جمال بما سمعته.

Jamal'a ne duyduğumu söylemeliyim.

لا يبدو أنك تهتم بما يحدث.

Olanlar umurunda değil gibi.

إذا قلت طويلاً بما فيه الكفاية وبصوت عالٍ بما فيه الكفاية ، سيصدق الناس هذا الكذب

yeterince uzun ve yeterince gürültülü söylerseniz insanlar bu yalana inanırlar

ومازلت على دراية بما يجري في العالم.

hâlâ dünyada olanlardan haberdarım

وحُكم على البعض بما أقصاه 20 عامًا،

ve yirmi yıla varan cezalar aldılar

أُخبر الأطفال "كونوا واعين بما يحيط بكم"

Çocuklarıma ''Etrafınızdakilerin farkında olun.'' derim.

أحمق بما يكفي لأكون متفائلة مرة أخرى.

ama her seferinde yeniden umutlanacak kadar da ahmak oldum.

من أجل تحقيق هذه النتيجة، بما يناسبنا

genel bir tartışma ve farkındalık yaratmamıza yardım edecektir.

تجاربنا لن يتردد صداها بما هو رائج،

bizim deneyimlerimiz kitlelerinki ile örtüşmüyor,

بينما صدقت أنا بما ظنته هي بي،

sistemin hakkımda düşündüğü şeyi değiştiremezdim.

فقط تذكروا ذلك عند التفكير بما نفعله.

Ne yaptığımızı düşünürken yalnızca bunu hatırlayın.

الان بما اني سافرت هذه الرحلة شخصياً

Üçüncü dünya yoksulluğundan konforlu bir orta sınıfın varlığına

جميعها تقوم بما يشابه ذلك بطريقتها الخاصة.

hemen hemen 30'dan fazla balıkçı var.

وللتفكير بما لم يفكر به أحد مطلقًا.

Kimsenin düşünmediğini düşünmek için.

أنا الآن لا أخبركم بما أفكر به،

Şimdi size ne düşündüğümü değil,

حجر السماء كبير بما يكفي لتدمير العالم

dünyayı yok edebilecek kadar büyüklükte bir gök taşı

ولكن لسوء الحظ يتعلق الأمر بما تسميه

Ama bu dediğiniz şeylerle maalesef alakası

من فضلك، أخبرني بما ينبغي أن أفعله.

- Lütfen bana ne yapmam gerektiğini söyle.
- Lütfen ne yapmam gerektiğini söyle.

لقد كان غبي بما فيه الكفايه ليصدقها.

Ona inanacak kadar aptaldı.

إنه كبير بما فيه الكفاية ليقود سيارة.

O, araba sürmek için yeterince yaşlıdır.

لم تكن كبيرة بما يكفي لتصبح الكواكب

gezegen olacak kadar büyük değildiler

ولكن إذا كنا محظوظين بما فيه الكفاية

Ama eğer yeterince şanslıysak

وإذا كان الكويكب بعيدًا بما فيه الكفاية ،

ve eğer asteroit yeterince uzaktaysa,

لماذا فقط لا تخبرنا بما تفكر به؟

Neden bize sadece aklından ne geçtiğini anlatmıyorsun?

ليس لديك أصدقاء بما يكفي,أليس كذلك؟

Yeterli arkadaşın yok, değil mi?

بل ذهب وأخبر العالم بما يؤمن به.

Ortalarda dolaştı ve insanlara

لن أغادر حتّى تخبرني بما أريد معرفته.

Bilmek istediğim şeyi bana söyleyinceye kadar gitmiyorum.

"لقد أجدتُ ما فعلت، استمتعت بما فعلت،

''Yaptığım şeyde iyiydim yaptığım şeyden zevk alıyordum

توم ليس كبيراً بما يكفي ليفهم هذا.

Tom bunu anlayacak kadar yaşlı değil.

وأربط ما يتعلمونه بالمدرسة بما يكترثون له فعلًا.

onların istedikleri arasında bağ kurmayı görevim olarak bilirim.

لأنهم يعتقدون أنهم لا يستطيعون القيام بما يريدون،

umudu kesen ve bu nedenle de çabalama arzularını yitiren

فكّروا بما كان ليحدث لو قمتم بلفّه مرتين،

İki kere bükersen ve ardından uçları bir araya getirirsen

فإنهم غير متحمسين لوضع أهداف طموحة بما يكفي

Bizi 2 derece sınırında tutacak iddialı hedefleri belirlemekte

‫بما أننا سرنا باتجاه الريح‬ ‫ونجونا من الخطر،‬

Rüzgârı arkamıza aldığımıza ve tehlikeyi de atlattığımıza göre

‫بما أن الترياق تحطم، ‬ ‫لدينا الآن مهمة جديدة.‬

Panzehir yok olduğuna göre, artık yeni bir görevimiz var.

كما لو أنهم لم يكونوا جيدين بما يكفي.

Yeterince iyi değillermiş gibi.

هي أكثر فاعلية من مجرد إخبارهم بما تريده.

yalnızca söylemekten çok daha güçlü.

وعقولنا قوية بما يكفي لتطرح هذه الأسئلة الصعبة،

Beynimiz, böyle zor soruları sorabilecek kadar güçlü

بما أن هذا الفيلم لا يزال قيد المشاهدة

bu film de hala izlendiğine göre

تقول ناسا أنها ليست عالية بما يكفي لهذا

Nasa bunun için yeterince yükseğe çıkılmadığını söylüyor

ولكن الجميع ، بما في ذلك والده ، ضد ذلك

fakat babası dahil herkes buna karşı çıkıyor

بما أنك متعب ، من الأفضل لك أن تستريح.

Mademki yorgunsun dinlensen iyi olur.

لست كبيرا بما يكفي لتحصل علي رخصة قيادة.

- Sürücü ehliyeti almak için yeterli yaşta değilsin.
- Sürücü ehliyeti almak için yaşınız yeterli değil.
- Sürücü belgesi almak için yaşın yeterli değil.

توم لا يقوم دائما بما ينتظره منه الآخرون.

Tom her zaman diğerlerinin beklediği şeyi yapmaz.

لقد كان غبي بما يكفي لتصديق ما قالته.

Onun söylediğine inanacak kadar aptaldı.

لقد كان أحمق بما يكفي ليصدق ما قالته.

Onun dediğine inanacak kadar aptaldı.

وحتى يتم ذلك، قاموا بالقيام بما يسمى " الإسقاط"

Bunu yapmak için, projeksiyon denilen bir işlemi kullandılar.

أعتقد أن فكرة وجوب القيام بما هو قيِّم

Bence değerli olan şeye odaklanmamız gerektiği fikri,

توم ليس صارماً بما فيهِ الكفاية مع طلابه.

Tom öğrencilerine karşı yeterince otoriter değildir.

نحن أشخاص اجتماعيون ونحن فعلًا نهتم بما يفعله الآخرون

Biz sosyal insanlarız, diğer insanların ne yaptığını gerçekten önemsiyor,