Examples of using "ركوب" in a sentence and their turkish translations:
Ben bisiklete binmeyi tercih ederim.
Sen ata binemezsin.
bisiklete binmek özel bir durumdu
Bir süre bu ata binebilir miyim?
Sami bir dalga yakalamaya çalışıyordu.
Atın eğeri üzerine çıkmaya korkmama rağmen
o günlerde bir de bisiklete binmek vardı
Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.
Ben altı yaşındayken bisikletin nasıl sürüleceğini öğrendim..
Tom o zaman bir bisiklete nasıl bineceğini bilmiyordu.
Sonraki yıl Kanada dağlarında binicilik yaptım.
Ben yaşlı olabilirim ama yine de bir bisiklete binebilirim.
Annem bisiklet süremez.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Fransa'da Pazar günü bir bisiklet kazasında sağ uyluğunu kırdı.