Translation of "الدراجة" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الدراجة" in a sentence and their turkish translations:

- أصلحت الدراجة بالأمس.
- أصلحت الدراجة البارحة.

Dün bisikleti tamir ettim.

هذه الدراجة لي.

Bu bisiklet bana aittir.

هي مهارة قيادة الدراجة.

bisiklet sürmek için gereken motor becerisidir.

أخي يركب هذه الدراجة.

Erkek kardeşim bu bisikleti kullanır.

بكم هذه الدراجة الجبلية؟

O dağ bisikleti kaç para?

- أمي لا يمكنها ركوب الدراجة.
- لا تستطيع أمي أن تركب الدراجة.

Annem bisiklet süremez.

كان ركوب الدراجة حالة خاصة

bisiklete binmek özel bir durumdu

حصلت على هذه الدراجة مجاناً.

Bu bisikleti ücretsiz aldım.

- هذه دراجتي.
- تلك الدراجة دراجتي.

Bu bisiklet benim.

الدراجة التي بجانب الباب هي دراجتي.

Kapının yanındaki bisiklet benimdir.

تذهب مايوكو إلى المدرسة على الدراجة.

Mayuko okula bisikletle gider.

قال: "اه، حسنًا، إذًا فدوار الدراجة مكسور."

"O zaman aynakolu eğrilmiştir."

توم حصل على هذه الدراجة من ماري.

Tom o bisikleti Mary'den aldı.

تعلمت كيفية ركوب الدراجة عندما كان عمري ست سنوات.

Ben altı yaşındayken bisikletin nasıl sürüleceğini öğrendim..

توم لم يكن يعلم كيفية ركوب الدراجة الهوائية حينها.

Tom o zaman bir bisiklete nasıl bineceğini bilmiyordu.

- يذهب أبي إلى العمل بالدراجة.
- يركب أبي الدراجة إلى عمله.

Babam işe bisikletle gider.

لربّما كنت كبير السن ولكنني لا زلت أستطيع ركوب الدراجة.

Ben yaşlı olabilirim ama yine de bir bisiklete binebilirim.

كسر وزير خارجية أمريكا جون كيري ساقه اليمنى أثناء ركوب الدراجة يوم الجمعة في فرنسا.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Fransa'da Pazar günü bir bisiklet kazasında sağ uyluğunu kırdı.