Translation of "حيوانات" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "حيوانات" in a sentence and their turkish translations:

الفئران حيوانات خجولة.

Bir fare çekingen bir yaratıktır.

الثعالب حيوانات برية

Tilkiler yabani hayvanlardır.

- القطط حيوانات نظيفة جداً.
- القطط حيوانات في غاية النظافة.

Kediler çok temiz hayvanlardır.

‫إنها حيوانات رائعة جداً.‬

Son derece muhteşem bir hayvan.

الكلاب والقطط والخيول حيوانات.

Köpekler, kediler ve atlar hayvandırlar.

ماذا تعرف عن حيوانات الباندا؟

Pandalar hakkında ne biliyorsun?

باستخدام أشياء ضخمة، صناديق كبيرة، حيوانات.

geçebileceğimi söylüyor.

وأصبح ذلك المنزل الصغير حديقة حيوانات

Bu ufak ev;

‫صراخ حيوانات مختفية تتواصل في الظلام.‬

Karanlıkta iletişim kuran gizli hayvanların çağrıları bunlar.

ليست معك حيوانات أو نباتات، صحيح؟

Hiçbir bitki ya da hayvana sahip değilsin, değil mi?

حيوانات الباندا الضخمة تعيش في الصين فقط.

Dev pandalar sadece Çin'de yaşarlar.

لماذا تعتبر الأبقار حيوانات مقدّسة في الهند؟

- İnekler Hindistan'da neden kutsaldır?
- Neden Hindistan'da inekler kutsaldır?

‫تأكل حيوانات الراكون‬ ‫محتويات 90 بالمئة من الأعشاش.‬

Rakunlar yiye yiye yumurtaların yüzde 90'ını bitirir.

‫تلتقط الإشارات الحرارية للمناظر...‬ ‫وما فيها من حيوانات.‬

Bu kamera, arazinin yaydığı ısı enerjisini tespit eder. Tabii hayvanlarınkini de.

‫وترى فجأةً...‬ ‫حيوانات الكركند تخرج من الشعاب المرجانية.‬

Istakozların bir anda resiften fırladığını görüyorsunuz.

كل الخيول حيوانات، لكن ليس كل الحيوانات خيول.

- Bütün atlar hayvandır ama bütün hayvanlar at değildir.
- Tüm atlar hayvandır ama tüm hayvanlar at değildir.

‫يوجد مياه بالأسفل،‬ ‫ربما يعني هذا وجود حيوانات هناك.‬

Aşağıda su varsa bu orada hayvanların da olacağı anlamına gelir.

‫الضوء الخافت هو حليف الصياد.‬ ‫حيوانات النّو لا تنام.‬

Hilalin sönük ışığı avcının müttefiki. Antiloplar uyumaya cüret edemez.

‫تزدهر حيوانات اللقام‬ ‫في الأراضي المثلجة المحيطة بطرف الكوكب،‬

Volverinler, Dünya'nın üst kısımlarını çevreleyen donuk topraklarda boy gösterir.

قمر اصطناعي يتتبع أجهزة موضوعة على حيوانات مثل أسماك القرش

Köpekbalığı gibi hayvanlar için uydu izleme cihazları

"ثمة احتمال بنسبة 25% للعثور على حيوانات مفترسة بالقرب من النهر.

"Yırtıcı hayvan bulma olasılığı nehir yakınlarında yüzde 25'tir.

‫إنها وحوش ولدت لتكون متوحشة،‬ ‫قاسية لكنها حيوانات مفترسة متفردة جميلة.‬

Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.

‫ولكنك تتعامل أيضاً مع بعض من أكثر ‬ ‫حيوانات وزواحف الطبيعة فتكاً.‬

doğanın en ölümcül hayvanları ve sürüngenleriyle de karşı karşıya kalacağız.

‫تعني الشمس الحارقة أن كثيرًا‬ ‫من حيوانات الصحراء لن تخرج إلا ليلًا.‬

Kavurucu güneş, çoğu çöl hayvanının sadece gece dışarı çıkması anlamına gelir.

حيوانات الكسلان هى الحيوان الوحيد الذي نعرف أنه ليس بحاجة إلى إطلاق الريح.

Tembel hayvanlar gaz çıkarmayan, bildiğimiz tek memeliler.

‫حيوانات صائدة مخيفة ومفترسة تنصب الكمائن،‬ ‫وقاتلة تنفث السم‬ ‫ستتنافس للوصول إلى القمة.‬

Korkunç avcılar, pusu kuran yırtıcılar ve zehirli katiller taç için yarışacak.

‫كل الرخويات التي تصطادها،‬ ‫هي حيوانات يسهل اصطيادها،‬ ‫لكن لديهم أصداف قوية للغاية.‬

Tüm yumuşakçaları yakalaması çok kolay ama inanılmaz sert kabukları var.

‫هذا مستوى ذكاء عالٍ‬ ‫من حيوانات اللا فقاريات.‬ ‫قدرتها على التعلم وتذكر التفاصيل.‬

Bu, üst düzey omurgasız zekâsı. Detayları öğrenme ve hatırlama yeteneği.

‫يمكنك مقارنة ذكائها بذكاء قط أو كلب‬ ‫أو حتى بأحد حيوانات رتبة الرئيسيات الدنيا.‬

Zekâ seviyesi, bir kedi ya da bir köpekle, hatta nemli burunlu primatlardan biriyle karşılaştırılabilir.

‫تستخدم حيوانات كثيرة تمييزها للألوان‬ ‫للعثور على الفاكهة.‬ ‫حان الوقت لوجبة أخيرة قبل أن تصعب الرؤية.‬

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.