Translation of "الكلاب" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "الكلاب" in a sentence and their turkish translations:

كل الكلاب وفية.

Tüm köpekler sadıktır.

هذه الكلاب كبيرة.

Bu köpekler büyük.

أنا أخاف الكلاب.

Köpeklerden korkarım.

الأطفال يحبّون الكلاب.

Çocuklar köpekleri severler.

واصلت الكلاب النّباح.

Köpekler havlamaya devam etti.

- كانت الكلاب تنبح طوال الليل.
- الكلاب نبحت الليل كله.

Köpekler bütün gece havladılar.

الخيول أكبر من الكلاب، ولكن القطط أصغر من الكلاب.

Atlar köpeklerden büyüktür ama kediler köpeklerden küçüktür.

تخاف ماري من الكلاب.

Merry köpeklerden korkuyor.

نانسي تخاف من الكلاب.

Nancy köpeklerden korkar.

الكلاب تنبح، والقافلة تسير.

İt ürür, kervan yürür.

لديها الكثير من الكلاب.

Onun bir sürü köpeği var.

الكلاب والقطط والخيول حيوانات.

Köpekler, kediler ve atlar hayvandırlar.

أنا أحبّ الكلاب حقّا.

Ben gerçekten köpekleri severim.

ما رأيك بطعام الكلاب هذا؟

Bu köpek mamasına ne diyorsun?

الكلاب النابحة نادراً ما تعض.

Havlayan köpek ısırmaz.

عادة ما تكره القطط الكلاب.

Kediler genellikle köpeklerden nefret ediyor.

افضل القطط أكثر من الكلاب.

Kedileri köpeklere tercih ederim.

كانت الكلاب تنبح طوال الليل.

Köpekler bütün gece havladılar.

تأتي الكلاب إلى المقدمة لمشاهدة عائلاتهم،

Köpekler ailelerini görebilmek için can atıyorlar

لأن الكلاب أكثر وفاء من القطط.

- Çünkü köpekler kedilerden daha sadıktır.
- Çünkü köpekler, kedilerden daha sadıktırlar.

لم أعرف أن الكلاب تسبح جيّداً.

Köpeklerin iyi yüzdüklerini bilmiyordum.

البعض يحبون القطط، والبعض الآخر يفضل الكلاب.

Bazı insanlar kedileri sever ve diğerleri köpekleri tercih eder.

أنا أُحب الكلاب, ولكن أُختي تحب القطط.

Ben köpekleri severim, ama kız kardeşim kedileri sever.

التقيت المحامي القديم الجيد الذي عمل في رابطة دليل الكلاب.

Rehber Köpekler Derneği için çalışan o dünya güzeli âmâ avukatla tanıştım.

‫هذا يميل أكثر لأنواع الكلاب. إنه أنعم.‬ ‫مرة أخرى، فراء الثعلب خشن.‬

Bu daha çok köpekgil benzeri, daha yumuşak. Tilki daha kalın olurdu.