Examples of using "تلعب" in a sentence and their turkish translations:
Futbol oynar mısın?
Tenis oynamaz mısın?
Burada oynamayın.
Ne zaman tenis oynarsın?
Nerede tenis oynarsın?
O her gün tenis oynar.
Nancy tenis oynamaz.
Asla burada oynama.
Oynamamalısın.
O, World of Warcraft oynuyor.
Burada beyzbol oynama.
- Jane de tenis oynar.
- Jane de tenis oynuyor.
Richie Rich'i parmağında oynatır sonrada
İsterseniz, ben size satranç oynamayı öğretirim.
Her gün ne kadar süre tenis oynarsın?
Ne kadar süre futbol oynadın?
O, her hafta sonu golf oynar.
sen sokakta arkadaşınla top oynarken
Sosyal medya da büyük rol oynuyor.
annem ne kızardı bana yahu oynama o pis şeylerle diye
- Satranç oynamayı biliyor musun?
- Satrancı nasıl oynayacağını biliyor musun?
- Satrancın nasıl oynandığını biliyor musun?
Daha önce beyzbol oynamayı denedin mi?
Arkadaşlarınızla ne sıklıkla voleybol oynayabilirsiniz?
Kablolu yayın izleyebilir oyun oynayabilir Youtube'da takılabilir
Yol kenarında bir top ile oynamanın tehlikeli olduğunu bilmiyor musun?
Kimse bu insanları yasa dışı uyuşturucu ticaretinde rol almak için zorlamadı
Arkadaşım tenis oynamaz.
Sen hiç beyzbol oynadın mı?
"Balıklarla oyun oynuyor." diye düşünmeden edemedim. Oyun oynama, sosyal hayvanlarda sıkça görülür.