Examples of using "ذاك" in a sentence and their turkish translations:
O benim pantolonum.
- O benim sözlüğüm.
- O benim sözlüğümdür.
O ıslak.
O bir sirk!
Bu senin kitabın.
O sandalyeyi seviyorum.
Bu sağduyu.
O, benim favori sandalyem.
Şu, budak.
- Bu adam kim?
- Bu adam kimdir?
O ev büyük.
O ev bana aittir.
Yaşlı adam başarımızı öngördü.
O, benim favori sandalyem.
Şu çocuğun saçı siyahtır.
O çocuk siyah saçlı.
O bir oteldir.
Bu kitap kolaydı.
Bu ondan daha küçüktür.
O büyük bina nedir?
- O ev çok küçüktür.
- O ev çok dar.
Bunu ya da şunu al.
''Okulu bitirmem gerek.'' diye gaza gelmiştim.
o kişiyi böyle problemlerin daha en başından
Proxima Centauri çevresindeki gezegen,
Kovboy kostümlü o vahşi adam...
Bilirsiniz her insanın
- Kardan adamı kim yaptı.
- Kardanadamı kim yaptı.
Dikkat et, adamın silahı var.
Bana o kitabı uzat, lütfen.
Restoranımız bu restorandan daha iyidir.
Bu kitap ondan eskidir.
Bu hayvan öbüründen daha büyüktür.
Bu sözlük ondan daha üstün.
O bir kedi mi yoksa bir köpek midir?
Sami o bardaktan içti.
Sami adamı tanıdı.
O benim fen bilgisi öğretmenimdi.
O otel göle çok yakındı.
Neden karbondioksit sadece
Örneğin, şu buzulu ele alalım.
Şundan bundan konuşuyorlar.
O otel, göle oldukça yakındı.
Bu yer bankadan uzak mı?
O zaman Tom yüzüyordu.
Bunun ve şunun arasındaki fark nedir?
Bu kitap ondan da ilginç.
Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu?
Bu otel o otelden daha iyi.
Oradaki cesur adam, hayatımı kurtardı.
Sami elmas yüzüğünü yanına aldı.
Sami o kahve dükkanından geliyordu.
alma izni vermeleri için yalvardım.
ve onları geri getirmenin bir formülü yok."
O kişi bir şey yapmak istemiyor.
O sesi duydun mu?
O adamla daha önce tanıştım gibi bir his var içimde.
Fadıl ilacı almak istemedi.
Sami o ilacı her zaman içer.
Niyetim bu değildi.
ve bu mantıklıydı çünkü çok yetenekliydi.
Freetown salgının merkez üssü idi o zaman.
Ancak haftanın muhtemelen hatırlamaya en değer anı
Dünyanın en ünlü güreşçileriyle
O, o adamı öldürdü.
O kişi, kedimin ağaç üzerinde yaşadığını düşünüyor.
O kötü bir tavşandı.
Şu çocuk güneşte çok uzun süre bırakıldı.
O ev ona aittir.
alıştığımız ilerlemeyi devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.
Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.
üzerinde çalıştığım zararlı risklerden değil,
O kişinin senin hakkında ne söylediğini duymak ister misin?
"İnsanlar her zaman söyler, efendim, grip bunu yapar, grip şunu yapar.
Bunu mu yoksa şunu mu sevip sevmediğimden emin değilim.
O zamanlar, insanların klimaları yoktu
Hey! Burada Uygurca konuşan bir Amerikalı var. Bilgisayarını araştırmak için çabuk buraya gel.
O raftaki kutuya erişebilir misin?
Bu filmi sadece yetişkinler izleyebilir.
Hangisini tercih edersiniz? Bunu mu yoksa onu mu?
Şu kırmızı binaya bak.
Bu kitap senin mi?
Evin perili olduğu söyleniliyor.
O zaman ne yapıyordunuz?
Ben bu dolma kalemden bahsediyorum oradaki masada olandan değil.
Her şekilde olur. Önemli değil.
- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.