Examples of using "الشجرة" in a sentence and their turkish translations:
Ağaç düştü.
Türbeye, ağaca, oraya, buraya
Maymun, bir ağaca tırmandı.
Ağacın altındayım.
ya da ağaçta kamp kuracağız.
Tırmanacak ağaç kalmadı.
Tavşan ağacın arkasına saklandı.
Ayılar ağaca tırmanabilir.
Beyaz kedi ağacın altında.
Tom ağaçtan indi.
ya da ağaçta kamp kuracağız.
Serin mağarada mı, yüksek ağaçta mı?
Halatı çıkartıp ağaca bağlayalım.
O ağaca tırmanabilir misin?
O, ağaçtan indi.
Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.
incelediğimizi söylemenin havalı bir yolu.
Bu ağaç oldukça iyi olabilir.
Demek ağaçta kamp kurmamı istiyorsunuz?
Bu ağaç harika bir gözlem noktası.
Ama tek bir tanesi bir milyon incir üretebilir.
O sen ağaçtan inene kadar bekleyecek.
Ağaçta bir sürü kuş vardı.
Bazen zulalarını... ...bir ağacın dibine saklarlar.
Ağaçta birkaç elma var, değil mi?
Gri kedi ağaçtan inemiyor.
O kişi, kedimin ağaç üzerinde yaşadığını düşünüyor.
Eldeki serçe çalılıktaki keklikten iyidir.
orangutanlar gibi yaparız. Ağaçta kamp kurarız
Bu ağaç gibi bir şeyi kullanabiliriz.
Yani ağaçtan bu formu alın ve fiberleri oluşturun
O ağacın gerçek olup olmadığını bilmiyor.
Babam bu ağacı doğduğum günde dikti.
Ağaca mı tırmanayım, çevrede ipucu mu arayayım?
Bunun nedeni, ağacın ışığa, güneşe yönelmesi
Ağaçta kamp kurmamı istiyorsunuz demek? Bu muhtemelen kötü bir fikir değil.
ağalık düzenine en büyük tokadı yine Kemal Sunal indiriyordu