Examples of using "بصوت" in a sentence and their turkish translations:
Adam alçak sesle konuştu.
Daha sesli.
bir deklanşör sesi ile
utancın sesi beni azarladı,
Burada yüksek sesle konuşmayın.
Lütfen daha yüksek sesle konuşun.
Yüksek sesle konuşmamalısın.
Fadıl ve Dania yüksek sesle tartışıyorlardı.
yüksek sesle cevap vermek zorunda değilsiniz:
sonra ofiste oturup bunları kendimize sesli okurken
Babam her zaman çok yüksek bir sesle konuşur.
Beş kez sesli bir şekilde çıkarırsanız bu sesi
Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.
ya da o kişinin agresif bir kişiye dostane bir sesle cevap verdiğini duyduğunuzu.
çünkü biz sesli bir şekilde jenerasyonlar gerçektir dedik.
avukatının masasına giderken
kaşıntı yapan mavi bir hastane elbisesinin içine saklanıp, ağlayarak.
Daha yüksek sesle konuşun lütfen.
ona sık sık "İç ses Janie" derdim
Jane Goodall tarafından, Jane Goodall ve Phillip Berman'ın hazırladığı Reason for Hope: A Spiritual Journey (Sönmeyen Umut: Spiritüel Bir Yolculuk) adlı kitaptan sesli olarak okunmuştur Telif Hakkı © 1999 Soko Publications Ltd. ve Phillip Berman. Hachette Audio'nun izniyle kullanılmıştır. Tüm hakları dünya çapında saklıdır.