Translation of "بالحياة" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "بالحياة" in a sentence and their turkish translations:

‫إنها تعج بالحياة.‬

Hayat doludurlar.

تشبّثت ليلى بالحياة.

Leyla hayata tutunmuş.

‫جسدك كله ينبض بالحياة.‬

Tüm vücudun canlanıyor.

إنهُ يؤمن بالحياة الآخرة.

O, ölümden sonraki hayata inanıyor.

أُعجب سامي بالحياة الرّيفيّة.

Sami kır hayatını sevdi.

لأنهم يؤمنون بالحياة بعد موتهم

çünkü öldükten sonraki yaşama inanıyorlar

حيث حياة الغابة الحافلة والنابضة بالحياة

Hayat dolu bu ormanın bereketli yaşamı

كان سامي يستمتع بالحياة بشكل كامل.

Sami hayattan tamamen zevk alıyordu.

هو مسألة تتعلق أكثر بالحياة منه بالموت.

çoğu zaman hayatla ölüm arasındaki fark.

- كان سامي مبتهجا كثيرا.
- كان مفعما بالحياة.

Sami hayat doluydu.

‫جيد أنك اخترت الاحتماء بهذا الكهف.‬ ‫الأدغال تصبح ‬ ‫مليئة أكثر بالحياة أثناء الليل.‬

Bu mağarayı sığınak olarak seçmeniz çok iyi oldu. Orman geceleri daha da canlanıyor.

‫بحسب عالم الأحياء المختص بالحياة البرية‬ ‫الدكتور "وونغ سيو تي"،‬ ‫فإن أخطر وحيد قرن‬ ‫هو ذلك الذي يشعر بأنه مهدد.‬

Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.