Examples of using "باردة" in a sentence and their turkish translations:
Kahve soğuk.
Pizza soğuk.
Güzel, serin bir su.
O buz gibi soğuk.
Sanki soğuk bir el bana dokunuyormuş gibi hissettim.
O yıllarda soğuk savaş içerisindeydi
Ben salonun soğuk olması dışında konserden zevk aldım.
İlaçlar da gayet serin. Onları mağarada serin tuttuk.
ve karanlığa dönüştüğünden
Aralık ayında soğuk bir gecede öldü.
Serin olsalar da yağmalanmış ve kırılmışlar.
Bölgedeki Soğuk Savaş, asla öngörülemeyecek bir hal almış durumda.
Endülüs valisi olarak atanan Soult, bölgeyi Seville'deki karargahından soğuk bir verimlilikle
Soğuk ve ıslak bir geceydi ve yorgunum. Ama gün doğduğunda yolumuza devam ediyoruz.