Examples of using "الوقود" in a sentence and their turkish translations:
Fosil yakıt endüstrisi kar amacı güderken
Bu motivasyon nerede olursa olsun,
toprağı kullanma biçimimiz
Arabam çok benzin yakar.
fosil yakıtları kullanmayı kestiğimizde
üçte birini atmosfere dengeleyebilir.
Onlar bu benzin istasyonunda robotları şarj ediyorlar.
araya giren UFO nükleer bir yakıtla çalışıyordu
endüstriyel işlemlere ek olarak. Metan ve nitröz oksidin konsantrasyonu
Bu tarzda bir motivasyona aşinayım.
altmış altı metre yükseltecektir . Dünya
fosil yakıtın yakılmasını önlerken buz tabakalarının erime oranını azaltmaya
Tabii ki Çin bu alternatifin var olduğu
Aya gidip gelirken üç astronot için yakıt, güç, kaynak ve yaşam alanı sağlayacaktı
alarak karbondioksit odaklanmak bir anda, diğer gazlar