Translation of "الكربون" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "الكربون" in a sentence and their turkish translations:

الدولية على غاز لاكسيد الكربون بفرض ضرائب على الكربون واتخاذ

fosil yakıtların kullanımını azaltmak için önlemler

إن ميزانية الكربون العالمية

Küresel karbon bütçesi

ومحايدة البلاستيك مثل محايدة الكربون.

Plastiği desteklememe karbona karşı olmakla aynı

على احتواء ثاني أكسيد الكربون،

karbondioksidi atmosferden alma

لماذا عنصر ثاني أكسيد الكربون ذاك

Neden karbondioksit sadece

سوف نقضي على ميزانية الكربون المتبقية

Bir kaç yıl içinde kalan karbon bütçemizin

إجمالًا، تستهدف العملية خفض نسبة الكربون.

Yani süreç karbon negatif.

من خلال عملية نسميها "عزل الكربون".

tarafından tutuluyor.

هناك المزيد من الكربون في التربة

Toprakta, dünyadaki bitki örtüsünün

التي تحبس الكربون في سطح المعادن.

karbon, mineraller ile fiziksel olarak birleştirilerek saklanır.

تخزن حوالي ثلث احتياطي الكربون العالمي.

küresel toprak karbon rezervlerinin üçte birini depolar.

ثنائي أوكسيد الكربون مضر بالإنسان أحيانا.

Karbon dioksit bazen insanlara zarar verir.

فتجلب الكربون في طعامها إلى أعماق المياه،

besinlerindeki karbonu suyun derinliklerine taşıyorlar,

وأربعة ملايين طن من ثاني أكسيد الكربون.

ve 4 milyon ton sülfür dioksit salındı.

بطريقة تخلص الهواء من ثاني أكسيد الكربون.

belli bir fikir üzerinde bağımsız olarak çalışıyorum.

في الواقع هي تولّد ثاني أكسيد الكربون.

Bu şey aslında karbon dioksit üretiyor.

فهي تخلص الجو من ثاني أكسيد الكربون.

Havadan karbondioksit temizliyor.

تخزن التربة الكربون عبر عملية التمثيل الضوئي،

Karbon, yeşil bitkilerin atmosferden karbondioksiti alıp bünyelerinde

المنبعثة من الوقود الأحفوري المشتق من الكربون.

üçte birini atmosfere dengeleyebilir.

مثلًا، خذوا تركيز ثاني أكسيد الكربون في الجو،

Örneğin, atmosferdeki CO2 yoğunluğunu,

نحن نرى ارتفاعاً في مستويات ثاني أوكسيد الكربون،

Karbondioksit seviyesinde yükselme görüyoruz,

ومع ذلك الأرض ليست مجرد صندوق لحفظ الكربون.

Ama toprak sadece basit bir karbon deposu da değil.

عندما تمتص النباتات ثاني أكسيد الكربون من الجو

kullandıkları fotosentez işlemi yoluyla

الهواء والاضاءة والمصاعد وغيرها. ما يؤدي لانبعاث الكربون

çalıştırmak için çok fazla enerji tüketir .

كما أنهم يتطلعون إلى تخليص جميع مركباتهم من الكربون.

ve araç filosunun tamamını karbondan arındırmak istiyorlar.

والتي بدورها سوف تنقي الجو من ثاني أكسيد الكربون.

sözümona yapay ağaçlar yapabiliriz.

وعند استخدامه فهو يخلّص الهواء من ثاني أكسيد الكربون.

ve kullanıldığı takdirde havadan karbondioksiti temizler.

زادت نسبة تركيز ثاني أكسيد الكربون في الغلاف الجوي

Dünya atmosferindeki karbondioksit yoğunluğu

بينما زادت كمية تركيز الكربون المتبقية في الغلاف الجوي

Ama atmosferde kalan karbondioksit yoğunluğu yalnızca

على رأسها ثاني اكسيد الكربون كاكثر الغازات المسببة للاحتباس

küresel ısınmaya başladı . Sera gazlarının neden olduğu ısınmanın

ووفق منظمة تعقب نشاط الكربون الدولية دراسةٌ بحثيةٌ لجامعة

Bir üniversite araştırması olan International Carbon Activity Tracker'a göre

اكسيد الكربون. وينتج عن تحلل المواد العضوية في البيئات

. Organik maddenin oksijensiz ortamlarda ayrışmasından kaynaklanır

دولةٍ تنتج ثاني اكسيد الكربون بالتسبب في انبعاث ثمانيةٍ

yayarak, karbondioksit üreten büyük ülkesidir Çin, iken hangisi,

يمكنكم عزله، وهو يعمل إلى حدٍ كبير مثل ألياف الكربون.

ve karbon fibere çok benzer bir işlev görür.

ربما تقلل من 60 في المئة من مجمل انبعاثات الكربون.

potansiyel olarak tüm karbondioksit emisyonlarının yüzde 60'ını kesebiliriz.

كما ترى، إن التحلل يطلق ثاني أكسيد الكربون في الجو،

Gördüğünüz gibi, çürüme ile metan ve azot oksit gibi

قد أطلق أكثر من 12 ضعف من الكربون في الجو

şu anda bizlerin atmosfere salınımını yaptığımız

كانت تعمل على تحويل غاز ثاني أكسيد الكربون إلى كربون صلب،

bu karbondioksiti karbonat mineraline dönüştürüyorlardı

هو الكربون الذي لا يعود إلى الجو كأحد غازات الاحتباس حراري.

karbon atmosfere sera gazı olarak geri dönemez.

اقل من ثاني اكسيد الكربون الا ان اثارهما في الاحترار العالمي

gülme gazının ısınma enerjisi karbondioksitinkinden

وستين مرةً من غاز ثاني اكسيد الكربون كما ان تركيزات غازي

çok daha fazladır ve konsantrasyon oranları arttıkça atmosferdeki gülme