Translation of "الكائنات" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "الكائنات" in a sentence and their turkish translations:

‫مصفوفة مميزة من الكائنات الدقيقة.‬

Minik yaratıklardan oluşan göz alıcı bir yelpaze.

‫الترطيب أمر حيوي لجميع الكائنات الحية.‬

Su, tüm canlılar için hayatidir.

نحن الكائنات الوحيدة التي استطاعت اجتيازها

Onları aşan tek tür biziz,

الكائنات الوحيدة القادرة على تحديد مصيرها.

kendi kaderine karar verebilen tek tür biziz.

هي حياة الكائنات المجهرية البسيطة، مثل البكتيريا.

bakteri gibi basit, mikroskopik yaşam.

‫كذلك ستكون جميع الكائنات الحية ‬ ‫الموجودة هناك.‬

Burada yaşayan her canlı olacak.

الكائنات البشرية التي تتمتع بالمهارة وبالصحة والإنتاجية.

Yetenekli, sağlıklı ve üretken insanlar.

‫فهمنا لبعض أكثر الكائنات تميزًا على الأرض‬

Dünya'nın en ikonik bazı yaratıkları hakkında bildiklerimiz

هنا ، يتم تسمية أقرب الكائنات باللون الأخضر.

Burada en yakın nesneler yeşil renkle etiketlenmiştir.

وهذه أنانية صحيّة تتشاطرها كلّ الكائنات في الطبيعة.

Bu, doğanın tüm canlıları donattığı sağlıklı bir bencillik.

‫وقادتنا إلى أحد الكائنات ‬ ‫التي كنا نبحث عنها.‬

ve aradığımız yaratıklardan birini bulmamı sağladı.

المخلوق الوحيد الذي يعطل البيئة بين الكائنات الحية

canlılar arasında ekolojiyi bozan tek canlı ise

‫النساء ، الرجال ، الناس من جميع‬ ‫الهويات الجنسية ، جميع الكائنات ،‬

hepimizin bir bütün olduğunu hatırlatıyor--

حسنًا ، يمكن لجميع الكائنات الحية تقريبًا حمل وإنتاج الفيروسات ،

peki neredeyse bütün canlılar virüs taşıyabiliyor, üretebiliyor iken

‫لذا ستختبئ تلك الكائنات ‬ ‫في أي مكان يكون أكثر برودة.‬

Bu yüzden böcekler daha serin bir yerde saklanıyor olacaklar.

‫وساعدتني في العثور على اثنين ‬ ‫من الكائنات التي كنا نبحث عنها.‬

ve aradığımız iki yaratığı bulmamda bana yardımcı oldunuz.

‫ويمكن أن يستوطن بها مختلف الكائنات.‬ ‫لذا يجب أن نلزم الحذر.‬

Bunlar bir sürü yaratığa ev sahipliği yapabilirler. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

‫المشكلة أن هذه الكائنات ‬ ‫تستطيع الحركة بسرعة هائلة متى أرادت هذا.‬

Şöyle ki bu ufaklıklar istediklerinde çok hızlı olabiliyorlar.

‫تغيّر الكاميرات المتطورة طريقة فهمنا‬ ‫لبعض أكثر الكائنات تميزًا على الأرض...‬

Son teknoloji kameralar, Dünya'nın en ikonik bazı hayvanları hakkında bildiklerimizi değiştiriyor.

‫لذا يجب أن نتعقب أكبر قدر ممكن ‬ ‫من الكائنات السامة ونقتنصها.‬

Olabildiğince fazla sayıda zehirli yaratık yakalamaya çalışacağız.

‫كلما سارعنا بالعثور على هذه الكائنات،‬ ‫سارعنا باستعاضة هذا الترياق المنقذ للحياة‬

Bu yaratıkları ne kadar çabuk bulursak hayat kurtarıcı panzehri o kadar çabuk şekilde yerine koyabiliriz.

‫دخول المنجم كان قراراً حكيماً.‬ ‫وجدنا أحد الكائنات التي كنا نبحث عنها،‬

Yer altı mağarasına girmek iyi bir karardı. Aradığımız yaratıklardan birini de bulduk

‫إن تصورت أنه يمكنك ‬ ‫صيد بعض الكائنات من هنا،‬ ‫اختر "أعد المحاولة".‬

Birkaç yaratık daha yakalayabileceğinizi düşünüyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.

‫يجب أن نسرع ‬ ‫ونحاول اصطياد المزيد من الكائنات.‬ ‫أنصت، هل تسمع هذا؟‬

Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız. Dinleyin, duyuyor musunuz?

هناك العديد من الكائنات التي لم يتم اكتشافها بعد في أعماق البحار،

Okyanusun derinliklerinde keşfedilmemiş sayısız tür var

‫لقد اتخذت بعض القرارات الحكيمة اليوم.‬ ‫ووجدنا أحد الكائنات  التي كنا نبحث عنها.‬

Bugün akıllıca seçimler yaptınız ve aradığımız yaratıkların birini bulduk,

‫قمت ببعض الاختيارات الذكية‬ ‫وساعدتني في العثور على الكائنات ‬ ‫الثلاثة التي كنا نبحث عنها.‬

Zekice seçimler yaptınız ve aradığımız üç yaratığı da bulmamızı sağladınız.

‫قمت ببعض الاختيارات الذكية‬ ‫وساعدتني في العثور على اثنين ‬ ‫من الكائنات التي كنا نبحث عنها.‬

Zekice seçimler yaptınız ve aradığımız iki yaratığı bulmamda bana yardımcı oldunuz.

‫نحتاج لاستعاضة هذا الترياق.‬ ‫لذا يجب أن نتعقب أكبر قدر ممكن ‬ ‫من الكائنات السامة ونقتنصها.‬

O panzehrin yerine yenisini koymalıyız. Bu yüzden olabildiğince fazla sayıda zehirli yaratık yakalamaya çalışacağız.

‫ولكن إن أردت أن تبدأ هذه المهمة من جديد‬ ‫وصيد المزيد من الكائنات،‬ ‫اختر "إعادة الحلقة".‬

Ama bu göreve baştan başlayıp daha fazla avlanmak istiyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.