Examples of using "القطار" in a sentence and their turkish translations:
Treni kaçıracaksın.
Tren geldi.
Treni durdurun.
Tren çarpışmaları gibi
- Tren çoktan hareket etti.
- Tren zaten yola çıktı.
- Tren ayrıldı bile.
- Tren gitti bile.
Ben yanlış trene bindim.
Tren hareket etmek üzere.
O, trende.
- Tren henüz gelmedi.
- Tren henüz varmadı.
İşte tren geliyor.
Ayağımı bir tren kapısında sıkıştırdım.
Son tren çoktan gitti.
Yanlış trendesin.
Yanlış trendesiniz.
Tom yanlış trene bindi.
Tren zamanında vardı.
Trendeki kim?
Hızlı yürü yoksa treni kaçırırsın.
Tren on dakika içinde hareket edecek.
Ben on iki saat boyunca trendeydim.
Beni tren istasyonuna kadar götürebilir misiniz?
- Acele etmezsen treni kaçırırsın.
- Acele etmezsen, treni kaçıracaksın.
Hangisi daha hızlı gider, bir gemi mi, yoksa bir tren mi?
Acele et, yoksa tren seni geride bırakacak.
Çabuk ol, yoksa treni kaçıracağız.
Tren saat dokuzda kalkar.
Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
Bana öyle geliyor ki tren geç kaldı.
Bu tren kalabalık, bu yüzden bir sonraki trene binelim.
Bana öyle geliyor ki tren geç kaldı.
Trenin ne zaman geleceğini soracağım.
Bu tren saat kaçta Yokohama'ya varır?
Evvelsi gün tesadüfen trende ona rastladım.
Tren istasyonundan ayrıldığımda bir adam gördüm.
Sonraki durakta trenden iniyorum.
Tren beş dakika içinde hareket ediyor.
Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?
Ekspres tren o kadar hızlı geçti ki onu zorlukla gördük.
Bu kalabalık, bu yüzden bir sonraki trene binelim.
trenin altında ray olmadığını,
Tom istasyona çok geç geldi bu yüzden treni kaçırdı.
Özel bisiklet bölgesi çoğunlukla trenin arkasındadır.