Examples of using "غادر" in a sentence and their turkish translations:
Sami terk etti.
Niye ayrıldı?
Beş parasız şirketinden ayrılmıştı
- Tren çoktan hareket etti.
- Tren zaten yola çıktı.
- Tren ayrıldı bile.
- Tren gitti bile.
Tom gitti.
Fadıl evden çıktı.
Fadıl hastaneden ayrıldı.
- Sami camiyi terk etti.
- Sami camiden çıktı.
Sami evi terk etti.
göğsüne vuruyor ve sahneden çıkıyor.
Lütfen hemen terk edin.
Son tren çoktan gitti.
O, on dakika önce gitti.
- Fadıl saat kaçta otelden ayrıldı?
- Fadıl ne zaman oteli terk etti?
Sami eve gitmek için ayrıldı.
oğlu ile beraber daha önce yarım bıraktığı
6 ayın sonun da üniversiteyi de bıraktı
Tom ertesi sabah ayrıldı.
Fadıl evinden sabah saat 10'da ayrıldı.
ve Dreyfus'un bıraktığı yerden casusluk çalışmalarını devam ettiriyor.
Sami, Leyla'nın araba anahtarlarını aldı ve gitti.
- Sami, Mısır'dan ayrıldı.
- Sami, Mısır'ı terk etti.
Fadıl 23 Ağustos'ta ülkeden ayrıldı.
Napolyon onsuz Paris'e dönmek için ordudan ayrıldı, o açıkça ağladı.
Dan, Southampton'daki bir arkadaşınızı ziyaret etmek için Londra'daki evinden ayrıldı.
Tom Boston'dan ayrılalalı üç yıl oldu.
öyle bir şüpheyle tedavi edildi ki, karısının Bavyera'daki aile mülküne gitti.
İmparator Manuel, Bizans'ın Türklere katılacağına inanarak meclisten ayrıldı
. Arcole Muharebesi'nde iki kez yaralandı, ancak Fransızların geri çekildiğini duyduğunda,
John dün Fransa'ya gitti.