Translation of "الأحياء" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "الأحياء" in a sentence and their turkish translations:

- لم أحب مادة الأحياء قط.
- لم أحب مادة الأحياء أبداً.
- لم أحب علوم الأحياء أبداً.

Ben biyolojiyi hiç sevmedim.

- لم أحب مادة الأحياء أبداً.
- لم أحب علوم الأحياء أبداً.

- Biyolojiyi asla sevmedim.
- Ben biyolojiyi hiç sevmedim.

الذين هم أقرب أقربائهم الأحياء،

yani timsahları mercek altına aldık;

في أحد الأحياء المفصولة يُدعى نيكولتاون.

Greenville, Güney Carolina'da yaşardı.

أحد أعضم الألغاز في علم الأحياء التطوري

Evrimsel biyolojideki en büyük gizemlerden biri

ثم تنظر إلى احتمال علم الأحياء الاصطناعية،

ve sonra sentetik biyolojinin potansiyeline bakacak olursan

كل هذا يعتمد على مبادئ علم الأحياء.

Tümü biyolojinin prensiplerine dayanmakta.

تمشي كيلومترات في الأحياء الفقيرة لتصل إلى المدرسة.

Mahallesinden okula kilometrelerce yürüyor.

(الدكتور كويتا معلقا) هذا أكبر الأحياء الفقيرة بآسيا.

Karan Gupta: Bu Asya'nın en büyük kenar mahallesi.

في "لا تيخا"، "إل تشيرو"، الأحياء المتواضعة، العمال والاشتراكيون.

La Teja'da, El Cerro'da, mütevazı mahallelerde sosyal hizmet işleri yapıyorduk.

تذهب إلى بعض الأحياء ... هندسة معمارية جميلة، حدائق جميلة ...

Mimari ve parkların çok güzel olduğu bir mahalleye gittiniz

في الأحياء الفقيرة، وفي المدارس وفي السجون وفي المسارح،

gecekondularda, okullarda, hapishanelerde ve sinemalarda

تربيت في الأحياء البيضاء أثناء الفصل العنصري في جنوب أفريقيا،

Ayrımcı Güney Afrika'nın beyaz banliyölerinde büyüdüm,

لذا، هل أنا بصدد التحدث في علم الأحياء!؟ أم أنني بصدد التحدث في الجيولوجيا!؟

Öyleyse biyoloji hakkında mı konuşuyorum yoksa jeoloji hakkında mı?

‫لكن خلال ساعات النهار وأثناء قيامه بعمله‬ ‫وقع عالم الأحياء البحرية‬ ‫"ريتشارد فيتزباتريك" فريسة قنفذ بحري غاضب.‬

Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.

‫بحسب عالم الأحياء المختص بالحياة البرية‬ ‫الدكتور "وونغ سيو تي"،‬ ‫فإن أخطر وحيد قرن‬ ‫هو ذلك الذي يشعر بأنه مهدد.‬

Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.