Examples of using "براون" in a sentence and their turkish translations:
Von Braun'du.
- Bay Brown'ı biliyor musun?
- Bay Brown'ı tanıyor musunuz?
Bay Brown bana senin adını verdi.
Amerikalı gazeteci Mr. Brown ile bir röportajı var.
Sen dışardayken Bay Brown seni görmeye geldi.
Von Braun, Houbolt'un teklifini onayladı, ancak plan yüksek riskliydi.
Von Braun, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın ölümcül V2 roketinin geliştirilmesine öncülük etmişti
daha küçük roketlere fırlatıp Dünya'nın çevresinde yörüngeye yerleştirerek bu sorunu çözmek istedi