Translation of "الداخل" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "الداخل" in a sentence and their turkish translations:

لننظر إلى الداخل

Peki, bir de içine bakalım.

إذهب الى الداخل،

tüm cevapların her zaman

هو ليس في الداخل.

O içeride değil.

‫من هنا، سأتجه نحو الداخل.‬

Pekâlâ, buradan arazinin içine giriyoruz.

‫إنها تسحبك حرفياً إلى الداخل!‬

Sizi resmen içine çekiyor!

إذا وضعنا القنابل في الداخل

içeriye bombalar koysak

- تفضل بالدخول.
- تعال إلى الداخل

Gelin.

لن آخذ هؤلاء الى الداخل .

Onları içeriye almayacağım.

أن الجمال الحقيقي ينبع من الداخل

insanın içinden geldiğini ve

‫يا إلهي، إنها تسحبني إلى الداخل.‬

Tanrım, beni içine çekiyor.

ولكن ليس عندما تنظر إلى الداخل.

Ama içeriye baktığında olmaz.

كانت المطرزات في الداخل مغطاة بجبس ناعم

içeride bulunan işlemeler ince bir sıva ile kapatıldı

الفرق كبير بين حركة الهواء في الداخل والخارج

Havanın içerideki ve dışarıdaki hareketinin arasında devasa bir fark var.

وأن الفاعلية وتقدير الذات يجب أن ينبع من الداخل.

özsaygının da bununla beraber gelmesi gerektiğini öğretti.

الآن أريد أن أريكم مثالاً آخر عن مشهد التقطناه في الداخل،

Şimdi size kapalı alanda çektiğimiz başka bir örneği göstermek istiyorum.

واستخدمتها على شخص تجريبي في الداخل والخارج، من على بعد ٣ أقدام.

Deneğimin üzerine hem içeride, hem dışarıda 1.8 metreden sprey sıktım.

‫"جوبي" في الداخل برفقة ضباط الحياة البرية‬ ‫يجهزون شباكاً كبيرة‬ ‫على أمل اصطياد الهارب.‬

içeride Gubbi ve diğer vahşi yaşam görevlileri büyük ağlar gererek kaçağı tuzağa düşürmeyi umuyor.

إما أن تحصل على معلومات من الداخل أو تأتي من المستقبل الصحيح كما يقولون

Ya içeriden bilgi alıyor ya da dedikleri doğru gelecekten geliyor