Examples of using "الداخل" in a sentence and their turkish translations:
Peki, bir de içine bakalım.
tüm cevapların her zaman
O içeride değil.
Pekâlâ, buradan arazinin içine giriyoruz.
Sizi resmen içine çekiyor!
içeriye bombalar koysak
Gelin.
Onları içeriye almayacağım.
insanın içinden geldiğini ve
Tanrım, beni içine çekiyor.
Ama içeriye baktığında olmaz.
içeride bulunan işlemeler ince bir sıva ile kapatıldı
Havanın içerideki ve dışarıdaki hareketinin arasında devasa bir fark var.
özsaygının da bununla beraber gelmesi gerektiğini öğretti.
Şimdi size kapalı alanda çektiğimiz başka bir örneği göstermek istiyorum.
Deneğimin üzerine hem içeride, hem dışarıda 1.8 metreden sprey sıktım.
içeride Gubbi ve diğer vahşi yaşam görevlileri büyük ağlar gererek kaçağı tuzağa düşürmeyi umuyor.
Ya içeriden bilgi alıyor ya da dedikleri doğru gelecekten geliyor