Translation of "تدرس" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "تدرس" in a sentence and their turkish translations:

لماذا تدرس؟

Niçin çalışıyorsun?

متى تدرس؟

Ne zaman çalışırsın?

هل تدرس؟

Çalışıyor musun?

- عليك أن تدرس بجدّ.
- عليك أن تدرس جاهداً.

Sıkı çalışmalısınız.

كارول تدرس الأسبانية.

Carol İspanyolca çalışıyor.

عليك أن تدرس أكثر.

- Daha fazla ders çalışmalısın.
- Daha çok çalışmalısın.

لماذا تدرس كل يوم؟

Neden her gün çalışıyorsun?

في أي جامعة تدرس؟

Hangi üniversitede okuyorsun?

في أي كلية تدرس؟

Hangi üniversitede okuyorsun?

ليس عليك أن تدرس.

Çalışmak zorunda değilsin.

لماذا تدرس لغة أجنبية؟

Niçin yabancı bir dil çalışıyorsun?

- يجب عليك أن تدرس بجد أكثر.
- انت بحاجة أن تدرس أكثر

Daha fazla çalışman gerekiyor.

كان عليك أن تدرس الإنجليزية.

İngilizce çalışman gerekiyordu.

تدرس ماري كل يوم ساعتين.

Mary, her zaman günde iki saat çalışır.

الانجليزية تدرس في اغلب الدول.

İngilizce birçok ülkede öğretilir.

يجب عليك أن تدرس بجهد أكبر.

Çok daha sıkı çalışmalısın.

عليك أن تدرس الإنجليزية بجهد أكبر.

İngilizceyi sıkı çalışmalısın.

سأبذل جهدي ألا أزعجك وأنت تدرس.

Sen ders çalışıyorken seni rahatsız etmemeye çalışacağım.

هل تدرس اللغة الانكليزية كل يوم

Her gün İngilizce mi çalışıyorsunuz?

كعالمة النفس تدرس كيف يخلق الناس مستقبلهم،

İnsanların geleceklerini nasıl şekillendirdiğini inceleyen

- يمكنك أن تدرس هنا.
- بإمكانك المذاكرة هنا.

- Burada çalışabilirsin.
- Burada eğitim görebilirsiniz.

- ترتاد أختي الجامعة.
- تدرس أختي في الجامعة.

Kız kardeşim bir üniversiteye gitmektedir.

ليس عليك أن تدرس علم اللاهوت لتكون مؤمنا.

Mümin olmak için teoloji okumak zorunda değilsiniz.

وبينما كانت تدرس باتجاه عملت كما اطلق عليها اصدقائها

İngiliz arkadaşlarının ona başka bir yol dediği için çalıştı

- هل تدرس اللغة الإنكليزية؟
- أتدرس اللغة الإنجليزية؟
- أتدرس الإنجليزية؟

İngilizce çalışır mısın?

إذا أردت أن تنجح بالإمتحان ، عليك أن تدرس بجدّ.

Sınavında başarılı olacaksan, sıkı çalışmalısın.

أنت لم تُرِِد أن تدرس أبداً على أي حال.

Zaten sen hiç çalışmak istemedin.