Translation of "التنوب" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "التنوب" in a sentence and their turkish translations:

‫سأبطنه‬ ‫بأغصان التنوب.‬

Bir de ladin dallarıyla çevreleyeceğiz.

‫ستجد السناجب حبوب الصنوبر الصغيرة هذه‬ ‫في شجرة التنوب.‬

Sincaplar bu küçük çam fıstıklarını köknar ağaçlarından toplar.

‫ما لا يعرفه الناس هو أنه يمكنك ‬ ‫أن تأكل جزءاً من شجرة التنوب.‬

İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler.

‫ما لا يعرفه الناس ‬ ‫هو أنه يمكنك أن تأكل جزءاً من شجرة التنوب.‬

İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler.

ينقل أنه يعرف كيف يعالج الإيدز وسيخبرك بالمكان الذي تختبئ فيه شجرة التنوب.

aidsin tedavisini bildiğini ve ladinin nerede saklandığını da söyleyeceğini iletiyor

‫ما لا يعرفه الناس هو أنه يمكنك ‬ ‫أن تأكل جزءاً من شجرة التنوب.‬ ‫لن تمنحني الكثير من الطاقة‬ ‫ولكنها ستمنحني شيئاً ما.‬

İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler. Çok enerji vermeyecektir, ama elbet bir şey verecek.