Examples of using "التنوب" in a sentence and their turkish translations:
Bir de ladin dallarıyla çevreleyeceğiz.
Sincaplar bu küçük çam fıstıklarını köknar ağaçlarından toplar.
İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler.
İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler.
aidsin tedavisini bildiğini ve ladinin nerede saklandığını da söyleyeceğini iletiyor
İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler. Çok enerji vermeyecektir, ama elbet bir şey verecek.