Translation of "يعرفه" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "يعرفه" in a sentence and their turkish translations:

قال الدكتور ان لا احد يعرفه

Rosa, annesi ve kız kardeşi Sao Paulo'dadırlar.

ر.ه:حسنًا، أغلبكم يعرفه أو رأهه من قبل.

RH: Çoğunuz onu tanıyor ya da gördü.

هذا هو المنهج الذي يعرفه جميع المحترفين.

Hemen hemen bütün profesyonellerin öğrenme yaklaşımı bu.

أول شيء يعرفه النرويجيون عنه هو رؤية بريق الأسلحة يقترب.

ve Norveçlilerin bildiği ilk şey yaklaşan silahların parıltısını görmekti.

‫ما لا يعرفه الناس هو أنه يمكنك ‬ ‫أن تأكل جزءاً من شجرة التنوب.‬

İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler.

‫ما لا يعرفه الناس ‬ ‫هو أنه يمكنك أن تأكل جزءاً من شجرة التنوب.‬

İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler.

‫ما لا يعرفه الناس هو أنه يمكنك ‬ ‫أن تأكل جزءاً من شجرة التنوب.‬ ‫لن تمنحني الكثير من الطاقة‬ ‫ولكنها ستمنحني شيئاً ما.‬

İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler. Çok enerji vermeyecektir, ama elbet bir şey verecek.