Translation of "‫هو" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "‫هو" in a sentence and their turkish translations:

- هو تركنا.
- هو غادرنا.

O bizi terk etti.

- هو يحبك كثيرًا.
- هو يحبكِ كثيرًا.
- هو يحبكم كثيرًا.

O seni çok seviyor.

- لماذا هو موجود هنا؟
- لم هو هنا؟
- لماذا هو هنا؟

- Neden o orada?
- O niçin burada?

كو:هذا هو مجتمعي، هذا هو الكوهلشن.

Cohh: İşte bu benim topluluğum; bunun adı Cohhilition.

- هو أترعَ الكأس.
- هو ملأَ الكأس.

Fincanı ağzına kadar doldurdu.

- اليوم هو الأحد.
- اليوم هو الأحد

Bugün pazar.

ما هو الدافع؟ ما هو اعتقادك؟

Senin sebebin nedir? Senin inancın nedir?

- هو يحبك كثيرًا.
- هو يحبكِ كثيرًا.

O seni çok seviyor.

هذا هو.

Bu kadar.

ها هو!

ve işte!

هو بالأخبار.

Haberlerde.

‫ها هو.‬

İşte orada.

السؤال هو...

İşte soru şu...

هو يقول

diyordu

السبب هو

Nedeni ise şu

هو العنصرية.

ırkçılık.

هو أخي

O benim erkek kardeşim.

هو متهور.

O gözü pek.

هو سعيد

O mutlu.

من هو؟

- O kim?
- O kimdir?

هو جورجي.

O Gürcü.

هو بطل.

O bir kahraman.

هو وطنيّ.

O bir milliyetçi.

هو مقرف.

O, iğrenç.

هو غيور.

O kıskançtır.

أين هو؟

- O nerededir?
- O nerede?

هو بجانبي.

O benim yanımda.

هو متأخّر.

O geç kaldı.

هو يجري

O koşar.

هو ملحدٌ.

- O, Tanrı'ya inanmaz.
- O Allah'a inanmaz.
- O ateisttir.

حسنا ما هو المضيف؟ المضيف هو هذا ؛

tamam, konakçı ney? konakçı şu;

ما هو Göbeklitepe؟ ولماذا هو مهم جدا؟

göbeklitepe nedir? ve neden bu kadar önemlidir?

هذا هو النوع الذي هو دائمًا موضوع أفلامنا.

bizim hep filmlerimize konu olan da bu türlerdir

وما هو موضح هناك هو ترتيب ممكن واحد.

Gösterilen de muhtemel düzenlerden biri.

- هو سيكون دائماً معك.
- هو سيكون دائماً معكِ.

Her zaman seninle olacak.

- هو غبي وغير صادق.
- هو غبي وغير أمين.

O aptal ve namussuz.

- هو يعارض هذا المشروع.
- هو ضدّ هذا المشروع.

O, bu projeye karşı çıkıyor.

- هو يعارض هذه المبادرة.
- هو ضدّ هذه المبادرة.

O, bu girişime karşı çıkıyor.

- الهجوم هو أفضل دفاع.
- أفضل دفاع هو الهجوم.

Saldırı en iyi savunmadır.

هو الشعور بالتواصل.

insanlarla aramızdaki bağdır.

التوقع هو الاعتقاد

Beklenti, istediğin şeyi

أتعرفون ما هو؟

Ne biliyor musunuz?

هو خبير استعدادي.

Müthiş bir hazırlanıcıdır kendisi.

السؤال الأول هو--

İlk sorunuz--

سؤالي الثاني هو:

İkinci sorum:

كمثال،هو يقول:

mesela,

هو جمع التمويل.

para toplamaktı.

فالاقتصاد هو الناس.

Ekonomi insan demektir.

هل هو التسوّق؟

Alışveriş yapmak mı?

حسنا، هو ممتع.

Eh, eğlencelidir.

لأنه هو الآخر،

onun öteki olduğundan,

‫ها هو رجلنا.‬

İşte orada.

‫ها هو، انظر.‬

İşte böyle, bakın.

‫كم هو مبهر.‬

Bu harika.

ها هو ذا:

işte oradaydı,

ما هو الكوكب؟

O bir gezegen miydi?

‫السؤال هو لماذا؟‬

Soru neden olduğu.

العلاج هو المهم.

terapi önemli.

"الجميل" هو "بيلو".

"güzel", "bello" demektir.

الجواب هو نعم.

Bunun cevabı evet.

والخبر الجيد هو

İyi haber şu ki

هو تنظيف المحيط.

yapmamız gereken son şey.

الشمول هو الأثر.

Kapsayıcılık ise bir etkiyle ilgili.

هو الكذب والخداع."

yalan söylemek ve aldatmak."

والسؤال التالي هو:

sıradaki soru şu:

السؤال الجديد هو،

Yeni soru şu,

هذا هو الوضع.

Durum bu.

هو سلوك مهم

önemli bir davranıştır

من هو القاتل

Katil kim

هو شيء عادي

farklılık göstermesi ise zaten normal bir şey

سؤال آخر هو

Bir başka soru da şu

هو سلاح بيولوجي

biyolojik bir silahtır

ووقتنا هو نفسه

Ve onun zamanıyla bizim zamanımız aynı olsun

فمن هو ليوناردو

Peki kim bu Leonardo

هو مايكل أنجلو

O da Michelangelo

ما هو عملك؟

- Ne iş yapıyorsun?
- Ne iş yaparsınız?

هو أطول مني

- O benden daha uzun.
- Benden daha uzun.

هو قارئ نهم.

O oldukça çok okur.

هو يكتب العربيه.

O Arapça yazar.

هو يحب الصيد.

O avlamayı seviyor.

هو صار غني .

O zengin oldu.

هو يغسل سيارته.

O, arabasını yıkıyor.

هذا هو بيتي.

Bu benim evimdir.

هل هو ياباني؟

O Japon mu?

اليوم هو الأربعاء

Bugün Çarşambadır.

هو رجل حكمة.

O, kıvrak zekalı bir adamdır.

بيتي هو بيتك

Benim evim senin evindir.

ما هو قياسك؟

Beden ölçünüz nedir?

أين هو الفرق؟

Fark nerede?

هو عالم أحيائي.

- O bir biyolog.
- Biyolog.

هو ليس متديّنا.

O, dindar değil.

ما هو حجمها؟

Ne kadar büyük?