Translation of "إنني" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "إنني" in a sentence and their turkish translations:

- إنني مشغول جداً.
- إنني مشغولة جداً.

- Ben çok meşgulüm.
- Çok meşgulüm.

إنني قلق عليه.

Onu hakkında endişe ediyorum.

إنني مشغولة جداً.

Gerçekten çok meşgulüm.

إنني أتبع حمية.

Ben diyetteyim.

إنني سعيد بلقائك.

Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.

إنني لا أعتقد ذلك.

Ben de böyle düşünmüyorum.

‫إنني أفتقدها بالطبع.‬ ‫لكن…‬

Onu tabii ki özlüyorum. Ama...

إنني أستمع إلى المذياع.

Radyo dinliyorum.

إنني أفهم ما تقول

Onun dediğini anlıyorum.

- أنا مشغول.
- إنني مشغول.

- Meşgulüm.
- Ben meşgulüm.

إنني أفعل هذا لأجله.

Bunu onun için yapıyorum.

لذا، إنني أود القيام بالآتي:

Eğer bu şeyi yapacaksam,

قال إنني قادم من 2256

Diyordu ki ben 2256 yılından geliyorum

إنني أعمل في طوكيو حالياً.

Şimdi Tokyo'da çalışıyorum.

إنني على وشك أن أغادر.

Ben ayrılmak üzereyim.

إنني أقوم بذلك من أجلك.

Bunu senin için yapıyorum.

- إنني وراءه.
- أدعمه.
- انا بخلفه .

Ben onun arkasındayım.

إنني اتحدث عن ما يحدث لاحقاً،

Size, ilerleyen süreçte ne olduğundan bahsettim

ألم تقل شيئًا ، قلت للتو إنني غاضب.

siz şey demiyor muydunuz yahu az önce de söylemiştim sinirlendim biraz

- إنني متعب قليلاً.
- إني متعب بعض الشيء.

Biraz yorgunum.

اسرع يا توم إنني أتجمد من البرد.

Acele et Tom, donuyorum.

- أنا هنا من أجلك.
- إنني هنا لأجلك.

- Ben senin için buradayım.
- Senin için buradayım.

إنني أم، لذا فأنا أحرص على مستقبل طفلي.

Ben bir anneyim, bu yüzden çocuğumun geleceğini önemsiyorum.

إنني أرتدي رباط صغير بحجم رباط الأسعافات الأولية،

Şu an hayati sinyallerimi canlı yayın yapan,

تقول الصين إنني سأبني مستشفى لمكافحة هذا الفيروس

Çin bu virüsle mücadele edebilmek için bir hastane yapacağım diyor

قال إنني بصحة جيدة وممارسة الرياضة لسنوات وتحدى الفيروس

Ben yıllardır sağlıklıyım ve spor yapıyorum dedi ve virüse meydan okudu

- أنا جائع للغاية الآن.
- إنني في غاية الجوع الآن.

Ben şimdi çok açım.

إنني أعمل على توصيل التعليم الكفء إلى جميع أنحاء تركيا.

Nitelikli eğitimi Türkiye'nin her tarafına ulaştırmak için çalışıyorum.

إنني أيضًا افتقدت إحساس الوضوح الذي امتلكته أثناء أحلك فترات إعيائي.

Ayrıca en hasta olduğum zamanlardaki netlik hissini de özlemiştim.

- إنني لا أحاول أن أسلبك حقوقك.
- أنا لا أحاول سلب حقوقك.

Seni haklarından mahrum etmeye çalışmıyorum.

لا عزيزي ، إذا قلت إنني أعرف إجابتك ، فأنت في جزء صغير جدًا

hayır canım ben cevabını biliyorum diyenler varsa siz çok küçük bir kısımdasınız

يطلب مني الجميع طوال الوقت أن أقول إنني لن أعود إلى الماضي أبداً

Her zaman, önceye dönmeyi hiç istemediğimi