Examples of using "أستمع" in a sentence and their turkish translations:
Konuş. Dinliyorum.
Açıkla. Dinliyorum.
Her gece radyo dinlerim.
radyoda maç dinlerim
Radyo dinliyorum.
Müzik dinliyorum.
Çoban hikâyeleri dinleyerek büyüdüm.
Ama size kısaca bir önce müziğini dinleteyim
yanımdakilerin konuşmalarını dinliyor ve
Ben de hep bunları dinliyorum, oturdum orada bilgisayarın başına,
ama ben yine dinlemez yine oynardım
Himalaya sisindeki bir göçebenin sesini duymuş gibi hissettim.
Biraz boş zamanım olduğunda ben her zaman klasik müzik dinlemenin tadını çıkarırım.
İyi oldu bayadır deli zırvası dinlememiştim de gülmemiştim iyi de geldi
Videoyu on saniye izleyince kendimi akıl hastanesinden kaçan adamı dinliyormuş gibi hissettim